Basına yansıyan haberler göre; çevre, demografi, fiyat, işgücü, tarım ve ulusal hesaplar alanında yapılacak istatistiki sonuçlar kamuoyuna açıklanmadan önce bunların kapsamı, örnekleme yöntemi,  örnek hacmi, veri derleme yöntemi ve uygulama zamanını gösteren metodolojiyi TÜİK’e onaylatılmak zorunda.

Yasa teklifi hazırlığının hedefinin ENAG ve DİSK-AR gibi kurumlar olduğunu söyleyen CHP’li Bakırlıoğlu  hedeflerinin uzun zamandır enflasyon rakamlarını açıklayan “bağımsız bilim insanlarından oluşan ENAG gibi gruplar, işsizlik rakamlarını açıklayan DİSK-AR’ gibi kurumlar olduğunu belirtti.

Bakırlıoğlu açıklamasında şu ifadelere yer verdi. Bilindiği gibi TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları ile ENAG verileri arasında büyük farklar bulunmaktadır. Benzer durum DİSK-AR’ın açıkladığı işsizlik rakamları içinde geçerlidir.

Daha önce TÜİK, Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) için kendisinin güvenirliğini zedelediği için suç duyurusunda bulunmuştu.

Oysa kurumun toplum nezdinde güvenirliğini kaybetmesinin nedeni bağımsızlığını kaybetmesidir. Gerçekleri gizleyerek tamamen iktidarın istekleri doğrultusunda veri açıklamasıdır.

TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarının çarşı pazar fiyatlarından çok farklı olduğunu sokakta kime sorsanız söyler. 

Başkalarının araştırmalarının metodolojisini inceleyecek olan TÜİK’in metodolojisi ne kadar doğrudur, ne kadar güveniliridir? TÜİK’in veri derleme yöntemi,  örnekleme yöntemi, örnek hacmi ne kadar gerçeği yansıtmaktadır?

Enflasyon hesaplamalarında ENAG ile TÜİK aynı enflasyon sepetini, aynı ürün ağırlıklarını kullanıyor. Hal böyleyken TÜİK ile ENAG oranları arasındaki uçurum nereden kaynaklanıyor?

Bakınız AB ile müzakerelerde en kolay kapanması gereken “istatistik” faslı hala kapanmamıştır. İlerleme raporlarına göre Türkiye istatistik alanında halen kısmen hazırlık durumunda olduğu belirtiliyor.

2021 ilerleme raporunda kurumun “bağımlı” yapısına atıf yapılarak TÜİK başkanının ve diğer yöneticilerinin pozisyonlarının sıklıkla değiştirilesi kurumun güvenirliğini zedelemektedir denilmektedir.

Ulusal ve mali hesaplar Avrupa Hesaplar Sistemi (ESA 2010) ile uyumlu hale getirilmemiştir. Bilhassa tarım, göç ve iltica istatistiklerinin iyileştirilmesi gerektiği AB tarafından belirtilmektedir.

2021 yılında yapılan bir araştırmaya göre halkın yüzde 94'ü, enflasyonun TÜİK verilerinden daha fazla olduğunu düşündüğünü ortaya koymuştur.

Türk halkı TÜİK rakamlarına itibar etmiyorsa bunun sorumlusu bağımsız kurumlar değil, iktidarın vesayeti altında bağımsızlığını kaybetmiş TÜİK’in kendisidir.

Yapılması gereken yasaklama değil, TÜİK’in bağımsızlığını kazanmasıdır.  AKP Milletvekilleri yasakçı kanun teklifi hazırlayacaklarına, parlamentoyu bunun meşgul edeceklerine, kurumun bağımsızlığı için mücadele etseler daha faydalı olurlar.

Editör: TE Bilisim