Her şehir, sadece binalardan, sokaklardan ya da tabelalardan ibaret değildir. Şehirler, insanlarıyla yaşar. Onların heyecanlarıyla nefes alır, umutlarıyla büyür, acılarıyla duraksar. Ve bazen… bir insanın başına gelen, bir şehrin tamamının yüreğini susturur.

Manisa’da tam da böyle bir an yaşıyoruz. Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in geçirdiği talihsiz kaza sonrası kentin dört bir yanından yükselen dualar, sokaklarda yankılanan sessizlik ve hastane önünde toplanan kalabalık bize bir şeyi yeniden hatırlattı: Biz birbirimize bağlıyız.

Toplumsal güven, yalnızca seçim sandığında atılan oyla kurulmuyor. Gerçek bağlar, kriz anlarında ortaya çıkıyor. Bir belediye başkanının sadece bir yönetici değil, aynı zamanda bir komşu, bir hemşehri, bir abi ya da kardeş gibi görüldüğü yerde, yerel yönetim sadece hizmetin değil, güvenin de teminatıdır.

Bugün Manisa, sadece bir belediye başkanının sağlığı için dua etmiyor. Aynı zamanda birlikte olmanın, birbirine sahip çıkmanın, kent bilincinin ne demek olduğunu da yeniden gösteriyor. Manisa Valisi Vahdettin Özkan’ın açıklaması, bu dayanışmayı kurumsal bir dille ortaya koyarken; halkın hastane bahçesinde tuttuğu nöbet, bu dayanışmanın vicdani ve duygusal tarafını gösteriyor.

Bu şehir, bu halk, bir kişinin yaşamı üzerinden yeniden ortak bir vicdanda buluştu.

Umarız Sayın Başkan bir an önce sağlığına kavuşur. Ama bu süreçte öğrendiğimiz ya da hatırladığımız bir şey varsa, o da şudur:

Bazı şehirler vardır, betonla inşa edilir. Bazı şehirler ise kalple...

Ve Manisa bugün, kalbiyle atan şehirlerden biri olduğunu bir kez daha gösteriyor.