Başevirgen, “ Geçen yıl 17 Mayıs’ta buğday müdahale alım fiyatları duyurulmuştu. Haziran ayına gelinmesine karşın TMO, 2022 yılı hububat müdahale alım fiyatlarını hala açıklamadı. Bazı bölgelerimizde hasat bitmiş olmasına rağmen hala buğdayın fiyatı belli değil. Peki, neden fiyat açıklamıyorlar? Bunun iki ana nedeni olabilir. Birincisi rekoltenin ne olacağını hala tespit edememiş olmaları, ikincisi ise açıklayacakları müdahale alım fiyatının arzdaki azalış nedeniyle dünya ve iç piyasaların çok altında kalacak olması. Bu sebeple piyasadaki ürün miktarının artmasını ve buna bağlı olarak fiyatların daha aşağıya çekilmesini bekleyecekler.” Dedi.

 

“Buğday üretiminde geçen senenin de altında kalacağız”

 

Tarımsal girdi maliyetlerindeki, özellikle de gübredeki dehşet verici fiyat artışlarının, gübre kullanım miktarında ve ekiliş alanlarında önemli azalmalara neden olduğunu, bu nedenle 2022 yılı için, TÜİK’in öngördüğü üretim miktarlarını yakalamak çok mümkün görünmediğini söyleyen Başevirgen, “TÜİK, 2022 yılı buğday rekolte tahminini 19.5 milyon ton olarak açıklamıştı. Bilindiği üzere geçen yılki iç tüketimiz 20 milyon ton civarındaydı. TÜİK’in iyimser tahminine göre, 2022 yılında olası nüfus, sığınmacı ve turist sayılarında ki artışları dikkate almazsak tüketimimiz ile üretimimiz neredeyse başa baş. Tabi buğday içerikli hiçbir ürün ihraç etmemek kaydıyla. Toplam buğday üretimimizin yaklaşık %10’nunu üreten Çukurova ve civarı için söylenilen buğday hasat miktarları hiçte iç açıcı değil. Eğer söylenenler doğruysa beklenenin %10 altında rekolte gerçekleşecek. Yani buğday üretiminde geçen senenin de altında kalacağız. 2022 yılında bizleri bekleyen tablo temmuz ayı itibariyle netleşecektir. Oluşacak rakamlar ışığında et, süt, un ve ekmek fiyatlarının nerelere çıkacağını hep birlikte göreceğiz.” Dedi.

 

“TMO alım yapmasın”

 

Serbest piyasada tonu 7 bin lira olan ekmeklik buğdayın fiyatının, iktidara göre çok yüksek olduğunun anlaşıldığını söyleyen Bekir Başevirgen, “Unutulmasın ki üreticilerin beklentisi de TMO müdahale alım fiyatının asgari 7 bin lira olmasıdır. Zaten bunun altında oluşacak bir fiyat, üretim açısından önümüzdeki yılı da olumsuz etkileyecektir. Eğer 7 bin liranın altında bir fiyat açıklanacaksa TMO hiç müdahale etmemeli, piyasa kendi gerçeğini yaşamalıdır. Eğer bunu fırsat bilen tüccarlar fiyatı aşağı çekme çabasına girer ve başarılı olur ise üreticiyi koruma maksatlı asgari 7 bin liradan müdahale alımına başlamalıdır. Aksi halde açıklayacağı düşük bir fiyat ile piyasayı allak bullak edecek ve üreticileri küstürecektir. Yani yerli çiftçiye verilmeyen paralar, yine yabancı ülkenin çiftçisine gidecektir. Üretici açısından olması gereken budur. Ne yazık ki tüketici penceresinden bakıldığında ise bu bir felaket senaryosudur.” Diye konuştu.

 

“Geçim Seçimi Belirler”

 

İktidarın, buğdayın tona 7 bin lira dese tüketicinin, 5 bin lira dese üreticinin isyan edeceğini söyleyen Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, “Üreticiden 7 bin liraya alıp un sanayisine 4 bin 500 liraya verse TMO’nun sınırlı kaynakları daha ne kadar dayanabilecek? Artık eskisi gibi ithalat yapacak ne para kaldı ne de ülke. İktidarın buğday/ekmek ikilemi ve bunlarla olan imtihanı daha ne kadar devam eder göreceğiz. Geçim seçimi belirler. TMO’nun elindeki kaynak miktarı, Cumhurbaşkanlığı seçiminin hem tarihini hem de sonucunu belirleyecektir.” Diye konuştu.

 

“Buğdayın ton fiyatı 7 bin lira olarak açıklanırsa ekmek 6,77 liraya fırlar”

 

TMO’nun elindeki stokla ve bütçeden tahsis edilmiş sınırlı ödenekle daha ne kadar süre indirimli buğday satabileceğini soran Başevirgen,  “TMO, bugüne kadar tonu 3 bin 600 liradan un sanayicilerine buğday veriyor ve un sanayicilerinin de 50 kiloluk un çuvalını azami 260 liradan satmalarını istiyordu. 1 Haziran itibariyle un sanayicilerine buğdayın tonunu 4 bin 500 liradan verilmesine ve unun çuvalının da azami 325 liradan satılmasına karar verdi. Sonuç, İstanbul’da ekmek fiyatları 3 liradan 4 liraya çıktı. Bu durum karşısında Toprak Mahsulleri Ofisi Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında da un sanayicilerine ucuz buğday temin etmeye devam edeceklerini açıkladı ve bu zammı geriye çekmek zorunda kaldı. Buğdayın ton fiyatındaki 900 liralık artışın ekmeğe yansıması 1 lira. Hali hazırda tonu 3 bin 600 lira olan ekmeklik buğday fiyatının 7 bin liraya yükselmesi 3,77 liralık bir artışa neden olacaktır. Yani İstanbul’da 3 lira olan 210 gramlık ekmeğin fiyatı 6,77 liraya fırlayacaktır. Böyle bir durumda TÜİK’e rağmen gıda enflasyonu çift haneli seviyelere çıkar ve vatandaş kuru ekmeğe muhtaç olur.” Dedi.

 

“ Ne çiftçi, ne üretici, ne de vatandaşlarımız iktidarın zerre kadar umurunda değil.”

 

CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, bugün içine düşülen duruma karşı iktidarı aylar öncesinden uyardıklarını hatırlatarak, “Sürekli uyardık. Çiftçiyi destekleyin ki üretim artsın. Üretim artsın ki bolluk olsun. Bolluk olursa fiyatlar ucuzlar, vatandaşların alım gücü artar. Çiftçi de vatandaş da kazançlı çıkar. Bunu sağlamanın yolu belli. Ya üretim maliyetlerini düşürmelisiniz ya da ürünü değerli kılmalısınız, dedik. Buna rağmen iktidar gübre, mazot, ilaç gibi tüm girdilere %300’leri geçen zamlar yaptı. İş ürün fiyatlarını açıklamaya geldiğinde ise sessizliğe büründüler. İnşaat sektörünü ve 3-5 müteahhidi düşündüklerinin onda biri kadar çiftçiyi düşünselerdi ne tarım bu hallere düşer ne de enflasyon bu noktalara çıkardı.  Üzülerek söylüyorum ki, ne çiftçilerimiz, ne üreticilerimiz, ne de vatandaşlarımız iktidarın zerre kadar umurunda değil.” Diye konuştu. utku yılmaz

 

 

Editör: TE Bilisim