Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından millete sesleniş konuşmasını gerçekleştirdi. Küresel finans krizi ve küresel salgınla dengesi bozulan belirsizlik ve risklerin arttığı bir dönemden geçildiğini belirten Erdoğan, "Türkiye'nin demokrasi ve kalkınma hedeflerine sıkı sıkıya sarılarak bu dönemi her alanda yeni bir atılımın vesilesine dönüştürmekte kararlıyız. Salgın sürecinde gelişmiş ülkelerin bile ne kadar kırılgan, siyasi ve toplumsal yapıya sahip oldukları ortaya çıkmıştır. Ülkemiz bu sıkıntılı dönemi sağlık sisteminden sosyal dayanışmasına kadar her alanda çok güçlü bir görünüm sergileyerek geride bırakmıştır. Bu dönemde küresel üretim ve tedarik zincirlerinde yaşanan bozulmalar ülkemizi yakın coğrafyamız başta olmak üzere dünyanın önde gelen alternatif merkezlerinden biri haline getirmiştir. Biz de bu fırsatı değerlendirmek için yatırım, istihdam, üretim, ihracat yoluyla ülkemizi büyütmeyi hedef alan yeni ekonomi programımızı ısrarla, sabırla ve dirayetle uyguladık" dedi.

Erdoğan, "Elbette bu süreçte sıkıntılar da yaşadık. Her şeyden önce küresel ekonomideki bozulmaların petrolden doğalgaza, gıdadan demir çeliğe, her alanda fiyatlarda yol açtığı yükselişler ister istemez ülkemize de yansıdı. Doğalgaz ve elektrik başta olmak üzere pek çok üründe ciddi sübvansiyonlarla vatandaşımızı korumamıza rağmen ortaya çıkan fiyat artışlarının can yakıcı düzeyde olduğunun farkındayız. Üstelik, bunun yanında bir de 2018‘deki kur tuzağıyla başlayan ve geçtiğimiz yılın sonunda yaşanan panikle zirve yapan dalgalanmalarla uğraşmak zorunda kaldık. Aldığımız tedbirlerle kurun istikrarını sağlamış olsak da bu süreçte gerçekleşen yükselişin fiyatlar üzerindeki etkisi kalıcı olmuştur. Şüphesiz en çok üzüldüğümüz nokta da küresel ekonomideki ve kurlardaki dengesizlikleri bahane eden kimi aç gözlülerin ülke içinde fiyatları aşırı yükselterek haksız kazanç peşine düşmelerdir" açıklamasında bulundu.

Sebepsiz fiyat artışlarına karşı mücadelenin sürdürüleceğini ifade eden Erdoğan, "Ne küresel emtia fiyatındaki yükselişlerle, ne kurla, ne diğer maliyetlerle izah edilmeyecek bu tablonun müsebbiplerinin iki dünyada da elimiz yakalarında olacaktır. Baharın ve ardından yaklaşan yaz aylarının sağlayacağı rahatlığa şimdiden gözünü dikenlere karşı da teyakkuz halindeyiz. Bundan sonra milletimizin temel ihtiyaç maddelerinin fiyatlarını sebepsiz artıranlara en küçük müsamahama göstermeyeceğimizi, en küçük acıma duymayacağımızı buradan açıkça ilan ediyorum. Fiyat artışlarıyla mücadeleyle yetinmiyoruz, sosyal yardım sistemimizin parametrelerine göre desteğe ihtiyaç duyan tüm vatandaşlarımızın yanındayız. Engelli, yaşlı, dul, şehit yakını ve gazi gibi kesimlere yönelik özel desteklerimiz de var. Ramazan Bayramı günlerine denk gelen yaklaşık 1 buçuk milyar lira tutarındaki yaşlı ve engelli maaşlarını öne çekerek cuma gününden itibaren ödeyeceğimizin bilgisini de paylaşmak istiyorum. 15 milyar liralık ilave sosyal yardım destek paketi ile ilgili çalışmaların sonuna gelinmiştir. İnşallah yakında uygulamaya geçeceğiz" dedi.

"Basit hesapların ürünü ayak oyunları bu kutlu yürüyüşü akamete uğratamayacak"

Türkiye'nin dünyanın en yaygın sosyal destek sistemine sahip ülkelerinden biri haline geldiğini bildiren Erdoğan, “Devletimizin ve milletimizin yardıma ve desteğe ihtiyacı olanlara sahip çıkmasını, varlığımızın birliğimizin teminatı olarak görüyoruz. Asıl olan her insanımıza huzurlu bir aile ortamı. Can ve ve mal güvenliğinden emin olacağı bir iklim, kendini geliştirecek yetiştirecek kaliteli bir eğitim sistemi, sağlık hizmetlerine kesintisiz ve ücretsiz erişim imkanı. Çalışacağı bir iş, veya kendi işini hayata geçireceği girişimcilik fırsatı. Ulaşımdan enerjiye, şehircilikten spora kadar her alanda günümüz ihtiyaçlarına uygun temel hizmet altyapıları sağlanmaktır. Geleceğimize güvenle bakıyoruz, hedeflerimize ulaşmak için daha çok çalışıyoruz. Yeni vizyonlarla bizden sonraki nesillerin önünü aydınlatıyoruz. Küçük engeller bizi büyük hedeflere ulaşmaktan alıkoyamayacak. Basit hesapların ürünü ayak oyunları bu kutlu yürüyüşü akamete uğratamayacak. Son 10 yılda nice toplumların felaketine yol açan senaryolar ülkemizde başarıya ulaşamayacak" ifadelerini kullandı.

"Kendi refahlarını ve güvenliklerini güvence altında tutmak için bu ülkenin ve milletin enerjisini sömürenlerin devri geri gelmeyecek" diyen Erdoğan, "Bizim için artık sadece büyük ve güçlü Türkiye var, sadece ülkemizi bu hedefe ulaştıracak yeni kalkınma atılımları var. Bizim için artık sadece milletimizi bu doğrultuda kenetleyecek birlik ve beraberlik hamlesi var. Geçtiğimiz 20 yılda hayata geçirdiğimiz onca eser ve hizmeti bunun için ülkemize kazandırdık. Geçtiğimiz 20 yılda milletimizin her kesimine ulaştırdığımız demokrasi, hak ve özgürlük devrimlerini bunun için yaptık. Geçtiğimiz 20 yılda ülkemizi içeride ve dışarıda nice badirelerden, fırtınalardan, nice sinsi tezgahlardan kurtarmak için gereken her adımı bu gaye ile attık. Türkiye'nin geldiği yeri ve önündeki fırsatları görmemek için ya bu ülkeye husumetli olmak ya da kalbi ve ruhu kararmış olmak gerekir. Milletimizin feraset sahibi her ferdi ülkemizin nereden nereye geldiğini gayet iyi biliyor" dedi.

"Herkesin 2023 için kendine göre bir hesabı var, unutulmamalıdır ki asıl olan milletin hesabıdır"

2023'te herkesin kendine göre bir hesabı olduğunu söyleyen Erdoğan, yaşanan sorunların çözüleceğini ifade ederek, "Vatandaşlarımıza diyoruz ki yaşadığımız sıkıntılar, dünyanın ve ülkemizin içinden geçtiği tarihi değişim ve dönüşüm sürecinin sancılarıdır. Sabredersek, azmedersek, devam edersek, sağlam durursak bu yolun sonu Cumhuriyetimizi kuran Gazi Mustafa Kemal'in muasır medeniyet seviyesinin üstü diye tarif ettiği büyük ve güçlü Türkiye'ye çıkıyor. Geçmişte küresel yönetim ve ekonomi sisteminin yeniden kurulduğu her dönemde ülkemizi siyasi istikrarsızlıkların, sosyal kaosların, ekonomik sıkıntıların altında ezerek sürecin dışında tutmayı başarmışlardır. Meclisimizin açılışının 102., Cumhuriyetimizin ilanının 99. yıldönümüne ulaştığımız şu dönemde artık bu kısır döngüyü kırmakta kararlıyız. Herkesin 2023 için kendine göre bir hesabı var. Unutulmamalıdır ki asıl olan milletin hesabıdır, iradesidir, sözüdür. Rahmetli Menderes yeter, söz milletin diyerek tek parti faşizmine ilk büyük darbeyi vurmuştu. Rahmetli Özal, çağ atlayan Türkiye diyerek küresel tuzakların bendinde ilk gediği açmıştı. Biz 20 yıldır durmak yok yola devam diyerek milletimizin maziden atiye kurduğu köprüyü tahkim ettik, güçlendirdik. Bu emeklerin, mücadelelerin, fedakarlıkların karşılığını alma, hasadını yapma, neticesini görme vaktinin eşiğindeyiz. Ülkemizi vesayetin zincirlerinden kurtardık, enflasyonu da yeneceğiz. Ülkemizi darbelerin utancından kurtardık, hayat pahalılığının da üstesinden geleceğiz. Ülkemizi darbelerin utancından kurtardık, hayat pahalılığın üstesinden geleceğiz. Ülkemizi terör örgütlerinin pençesinden kurtardık çarşı pazardaki ateşi de söndüreceğiz. Türkiye'yi bölgesinin ve dünyanın en güçlü, itibarlı, onurlu devlerinden biri haline getirdik. İnsanımızın yüreğindeki sıkıntıların hepsini de çözeceğiz" dedi.

"Projesi olmayanların çıkardıkları gürültü sadece kendi ihtiraslarının karın gürültüsünden ibarettir"

Muhalefeti eleştiren Erdoğan, "Çünkü biz bu ülkeye güveniyoruz, bu millete güveniyoruz, kendimize güveniyoruz. İçeride de, dışarı da karşımızda kimin olduğunu, nasıl mücadele edeceğimizi, nasıl sonuç alacağımızı gayet iyi biliyoruz. Ülkenin hiçbir meselesinin çözümü konusunda projesi olmayanların çıkardıkları gürültü sadece kendi ihtiraslarının karın gürültüsünden ibarettir, başka bir şey değil. Dünyada da, bölgemizde de ne olup bittiğinden gelişmelerin nereye gittiğinden habersiz olanlar varsın sıra sandalye masa kavgasıyla kendilerini avutup dursunlar. Biz ülkemiz, milletimiz için ne yapılması gerekiyorsa onun icrasını yapmaya devam edeceğiz. Bu toprakları bin yıldır kanlarıyla yoğurarak vatan yapan ecdadın emanetine 85 milyon olarak hep birlikte sahip çıkıyoruz. Geçtiğimiz asrın başlarında büyük kayıplar verip, derin acılar çekerken bütün bunlarla beraber asla vakarımızı, umudumuzu, mücadele azmimizi kaybetmemiş bir milletiz. Galiçya'dan Libya'ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada verdiğimiz savaşların hiçbirinde utanç verici bir sahne göremez, bulamazsınız" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin bugüne kadar verdiği mücadelede kurallara uygun davrandığını söyleyen Erdoğan, "Bizim çekilmek mecburiyetinde kaldığımız yerin tamamında dünyanın en alçak, en vahşi katliamları gerçekleştirilmiştir. Bu katliamlar sadece insanları değil camisinden mezarına, okulundan köprüsüne kadar medeniyet mirasımızın tüm unsurlarını hedef salmıştır. 150 yıl önce içinde 500 caminin bulunduğu binlerce ecdat yadigarı esere ev sahipliği yapan şehirlerde bugün birkaç yapı dışında hiçbir şey bulamazsınız. Nüfusunun yüzde 80'i çoğunluğu Tük olan Müslümanlardan oluşan şehirlerde mübadele gibi bir şeye maruz kalmadığı halde bugün neredeyse tek bir Müslüman yaşamıyor. Ülkemizin dört bir yanında Ermeni çetelerin yaptığı katliamların hatıraları hala canlıdır. Ermeni propagandası saçma sapan rakamlar ifade etse de Anadolu‘da hayatını kaybeden Ermenilerin kat be kat fazlası Müslüman'ın bu çeteler tarafından hunharca şehit edildiği bir gerçektir. İnancı ve kökeni ne olursa olsun tek bir masum canın, sivil insanın öldürülmesi trajedidir. Bu anlayışla 1. Dünya Savaşı'nın zorlu şartlarında hayatını kaybetmiş olan Osmanlı Ermenileri için üzüntülerimizi bildirmeyi insani bir vazife olarak görüyoruz yıllardır. Bu hassasiyeti içeren bir açıklamayı kamuoyuyla paylaşıyoruz" dedi.

"Sayın Biden'ın önce Ermenilerle olan tarihi gayet iyi öğrenmesi, bilmesi lazım"

Biden'ın soykırım açıklamasına tepki gösteren Erdoğan, "Tarihin ve onun ilmiyle uğraşan tarihçilerin yapması gereken bir tartışmanın ülke içinde ve dışında siyasi çekişmelerin mezesi haline dönüştürülmesine de asla rıza göstermedik, göstermeyeceğiz. Bu istismara yeltenenlerin her şeyden önce 1. Dünya Savaşı'nda hayatını kaybeden Türk, Ermeni ve diğer tüm milletlerden milyonlarca sivil masumun hatırasına saygısızlık ettiğini düşünüyoruz. Çeşitli ülkelerin yönetimleri ve parlamentoları tarafından güya tanınan Ermeni iddialarına ilişkin ifadelerin bizim nezdimizde hiçbir hükmü yoktur. ABD Başkanı'nın açıklamasını da bu şekilde görüyor, tamamı yalan yanlış bilgiler üzerine kurulu olduğu için üzerinde durmaya değer bile bulmuyoruz. Sayın Biden'ın önce Ermenilerle olan tarihi gayet iyi öğrenmesi, bilmesi lazım. Bunları bilmeden kalkıp da Türkiye'ye meydan okumaya kalkmasını bağışlamamız mümkün değil. Ülkemizde yaşayan Ermeni vatandaşlarımızın bu istismar siyasetinden rahatsız olduklarını biliyoruz. Bu densizliğin kendi ülkemizin meclisinde sergilenmesini ise saygısızlığın ötesinde açık bir ihanet olarak görüyoruz. Geçmişte kimi zaman sözlü olarak ortaya konan bu ihanetin kanun teklifi seviyesine yükseltilmiş olması, ister istemez bu alçakları kimlerin cesaretlendiği konusunu aklımıza getirmektedir" değerlendirmesinde bulundu.

"Bunları bu parlamentonun bir mensubu olmaya yakıştıramıyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Milletvekili Garo Paylan'ın ‘1915' teklifine de sert tepki gösterdi. Erdoğan, "Tarihi çarpıtarak ülkesine, terör örgütlerini destekleyerek milletine ihanete geldiğinde bakıyorsunuz hep en ön sıralarda yer alıyorlar. Bunları bu parlamentonun bir mensubu olmaya yakıştıramıyoruz. PKK, terör örgütünün parlamentodaki uzantısı durumunda olan bu hainlerin her şeyden önce bir defa bu milletin vergi ve ücretleriyle beslenmesine benim milletim artık tahammül edemiyor. Bilindiği gibi Ermeni isyanlarında Kürt kardeşlerimizin yaşadığı yerlerde de çok büyük kayıplar verilmiştir. Dilinden Kürtleri düşürmeyen HDP'nin çoluk çocuk demeden onları katleden Ermenilerin borazanlığını yapmasının takdirini milletimize bırakıyorum. Milletimize sesleniyorum. Boyu kadar tüfeği eline vermek suretiyle Kandil'e taşıyan bu teröristleri neyle izah edeceksiniz. Diyarbakır annelerinin kaçırılan yavrularının o hüznünü neyle izah edeceksiniz. Utanmadan sıkılmadan parlamentonun kürsüsünde hala kalkıp da diğer siyasi partileri suçlamaya kalkan bu müptezelleri neyle izah edeceksiniz. Bu muhasebeyi en başta da dedeleri ve nineleri Ermeni çetelerince alçakça şehit edilen Kürt kardeşlerimiz yapacaktır, yapmalıdır. Coğrafyamızın neresinde olursa olsun, tüm unsurlarıyla bu milletin namusuna, geleceğine, kast eden vatan topraklarını kirleten herkesi de ülkemizden, milletimizden özür dilemeye davet ediyoruz. TBMM‘nin haddi de, hududu da, ahlakı da çiğneyen bu alçaklığın hesabını müsebbibinden soracağına ve gereğini mutlaka yapacağına inanıyorum. Meclisteki ikinci büyük partinin milletvekilleri arasında benzer hezeyanları dile getirenlerin de milletimiz bunun hesabını sandıkta onlardan da soracaktır" dedi.

"Hiçbir şehidimizin kanı yerde bırakılmamış, ülkemize yönelik hiçbir saldırı cevapsız kalmamıştır"

Türkiye'nin güvenliğinin, sınırları dışında başladığı anlayışıyla yürütülen operasyonların devam ettiğini ifade eden Erdoğan, "Bu operasyonlar güney sınırlarımızın tamamını hiçbir teröristin ülkemize sığınamayacağı, kaçamayacağı şekilde kontrol altına alana kadar sürecektir. Neredeyse 40 yıldır terör örgütünün üstlenme, barınma, eğitim, lojistik amacıyla kullandığı sarp dağları, mağaraları, vadilerin hepsini de birer huzur ve güven yuvası haline getirmekte kararlıyız. Bu harekatlarımızla komşularımızın toprak bütünlüğünü ve siyasi birliklerini korumalarına katkı yapıyoruz. Geçtiğimiz haftalarda Irak'ta yeni bir safhası başlayan Pençe-Kilit Operasyonu'ndaki askerlerimize başarılar diliyorum. Operasyon sırasında şehit düşen askerlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, ailelerine sabırlar diliyorum. Sadece 2022 yılında son operasyonlar dahil olmak üzere güney sınırlarımızda etkisiz hale getirilen terörist sayısı bini bulmuştur. Hiçbir şehidimizin kanı yerde bırakılmamış, ülkemize yönelik hiçbir saldırı cevapsız kalmamıştır. Operasyonun amacı da Zap bölgesini teröristlerden tümüyle temizlemektir. Böylece sınır hattı boyunca kontrolünü ileriden sağlamadığımız hiçbir bölge kalmayacak, teröristlerin ülkemizle irtibatları tamamen kesilecektir. Razi ve hava şartlarının oldukça zorlu olduğu bu bölge yıllarca terör örgütü tarafından girilemez diye nitelendirilmiştir. Şimdi TSK'mız bu bölgedeki her taşın altını, köşe bucağı temizliyor, kalıcı olarak burayı güvenli hale getiriyor. Ülkemizin yaptığı her hareket gibi son operasyon da BM sözleşmesinden komşularımızla olan ikili anlaşmalarımıza karar tamamen uluslararası hukuka uygun şekilde icra edilmektedir. Harekatlarımızda ne tek bir sivilin, ne de herhangi bir kültürel mirasın zarar görmemesi için azami dikkat gösteriyoruz. Hamdolsun bugüne kadar böyle bir ithamla karşılaşmadık. Türkiye, Irak topraklarında işlenen terör örgütü mensuplarının tepesine bindikçe, kıpırdayamaz hale getirdikçe Suriye tarafında bir takım hareketlenmeler olduğunu görüyoruz" açıklamasında bulundu.
Dünyadaki ve bölgemizdeki gelişmeleri yakından talip ettiklerini kaydeden Erdoğan, Rusya-Ukrayna savaşının suhuletle sonuçlanması için hem taraflar hem diğer kurumlar nezdinde girişimleri sürdürdüklerini bildirdi. Erdoğan, "Bugün de Rusya ve Ukrayna tarafıyla görüşmek üzere bölgeye gitmekten önce ülkemize gelen BM Genel Sekreteri Guterres ile bir araya geldik. Kendisiyle atılabilecek adımları değerlendirdik. Geçtiğimiz günlerde sayın Zelenkiy ile görüşmesi yaptık" dedi.

"Yarın Putin ile görüşeceğim"

Yarın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşeceğini açıklayan Erdoğan şunları kaydetti:
"Görüştüğümüz taraflara hem birbirlerini yaklaşımlarını hem de kendi telkinlerimizi ifade ediyoruz. Önce ateşkes ardından kalıcı bir barış için her türlü gayreti sergiliyoruz. İstanbul'daki görüşmeler Ukrayna- Rusya krizi çözümündeki en önemli zemin olmaya devam ediyor. Amacımız İstanbul sürecini liderler düzeyine taşıyarak savaşı bitirecek nihai imzaların atılmasını sağlamaktır. Bunun için sahadaki tırmanma ve masadaki yavaşlama görüntüsünü tam tersine çevirmemiz gerekiyor. İnsani yardımlar konusunda üzerimize düşen her şeyi yapıyoruz. Ukrayna'dan 17 bin vatandaşımız ve bizden yardım isteyen dost ülkelerin vatandaşlarının tahliyelerini gerçekleştirdik. Ülkemizde gelen sığınmacı sayısı 85 bini geçti. Bölgesel gelişmeleri yakından izlerken ülkemize eser ve hizmet kazandırmayı da ihmal etmiyoruz. Ülkemizin en büyük mesafe kat ettiği alanlardan biri de havacılık sektörüdür" dedi.

Rize Artvin Havalimanı faaliyete geçtiğinde coğrafi özellikleri nedeniyle ulaşımda güçlük yaşanan Doğu Karadeniz'in herkes için erişebilir bir yer olacağını bildiren Erdoğan, Rize Artvin Havalimanı'nın 14 Mayıs'ta açılışını yapacaklarını duyurdu. Erdoğan, "Havalimanımız kendi vatandaşlarımıza sağladığı kolaylıklar yanında bölge ülkeleriyle aramızdaki ekonomik bağlantıyı da güçlendirecektir. Bununla kalmıyoruz. Bayburt ve Gümüşhane havalimanını da en kısa sürede bitireceğiz, Yozgat Havalimanı'nı da en kısa sürede bitireceğiz. Sadece 6 ayda 3 yeni havalimanı veya terminal binasını milletimizin emrine vermiş olduk" diye konuştu.

"İMECE uzay yolculuğuna 15 Ocak 2023'te başlayacak"

Milli gözlem uydusu İMECE'nin uzay yolculuğuna 15 Ocak 2023'te başlayacağını da açıklayan Erdoğan, çiftçilere de müjde verdi. Erdoğan, "2022 yılı için makine ekipman alımı ve kırsal altyapı yatırımları için 32 bin 572 çiftçimiz ile tarıma dayalı yatırımlar için 418 girişimcimize 1,1 milyar lira hibe sağlayacağız" açıklamasında bulundu. İHA

Editör: TE Bilisim