Evrenin sayılarla olan bağının olmadığını iddia edemem. Bazı sırları var elbette. 3-6-9 rakamı evrenin sırrı olarak kabul ediliyor.

3 6 9 yöntemi ünlü mucit Nikola Tesla'nın fikirlerine dayanmaktadır. Tesla 3,6 ve 9 sayılarının çok güçlü sayılar olduğuna inanır. 

Evrenin sırrının bu 3 sayıda gizli olduğunu düşünür. Söylediğine göre 3,6,9 sayılarının ihtişamını anlayabilirsek evrenin anahtarına sahip olabiliriz görüşünü savunanlara da saygım sonsuz.
Bu sırrın ne olduğunu bilen var ise parmak kaldırsın. 

Son dönemde sosyal medya üzerinden paylaşılan videoları şöyle bir inceledim. Bu videolarda ev ya da araba sahibi olmak isteyenlere özel ritüeller planlayan bir pazar oluştuğunu gördüm.
O kadar farklı ritüeller var ki şaştım kaldım.
Defne yaprağının üzerine dileğini ve 777 yaz (rakamları tam bilemiyorum ama) yastığının altında sakla. Sonra dileğin gerçekleşir ise defne yaprağını yak ve küllerini denize savur. Dileğin gerçek olur vs…

Ne isterseniz evrenden dileyin gerçek olur bakış açısı o kadar çok örnekle karşıma çıkıyor ki bazen fazla rasyonel mi bakıyorum diye sorguluyorum kendimi.

Yani bir sabah kalkıyoruz. Ortada hiçbir şey yokken bir ritüel uygulayıp dilediğimiz şeylere kavuşuyoruz. Bu kadar kolay mıdır sizce hedefe ulaşmak. 
Aşk isteyenler için ayrı ev, araba ya da diğer maddi zenginlikler için ayrı ritüeller.

Madem bu kadar kolaydı. Biz neden senelerdir alın terimizle kazanıp harcamaya çalışıyoruz değil mi?
Yeni neslin yeni düzeninde, kolay yoldan elde etmeyi kendine ilke edinmiş bireylerin çabasından öteye gitmiyor bu anlatılanlar. 

Yani gerçek hayat öyle bir şey değil.

Cebine bilgini, birikimlerini, ideallerini, koymadan sonuca gitmen mümkün değil. Seküler kesim kadar olmayan kesiminde ilgi gösterdiğini gördüğüm bu durumun kontrol altına alınması gerekiyor. 
Yeni jenerasyonun temsilcilerine evrene enerji yollayarak bir şeyleri elde edemeyeceğini birinin anlatması gerekiyor. 

Akademik gerçeklik taşımayan ve bilimle henüz açıklanabilir durumda olmayan bu ritüeller yeni dünyanın yeni düzenine hizmet eder nitelikte.
Acımasız bir yargılama yapmadan, bilime olan inancımızı ispat eder bir durumu kaleme almak kolay değildi.

Bir dönem yayınlanan ‘Ye, Dua Et, Sev’ filminde kahramanın yaşadığı bir talihsiz durumdan ötürü kendini bulma hikayesini başlangıç olarak kabul ederek hayatın içinde kendimizi konumlandırma çabası içimizdeki enerjiye en güzel örnektir. Bu filmden yola çıkarak hayat ile ilgili dileklerimizi elde edebilmenin yolu kendi çabamız ile ölçülebilir.

Bu bakış açısından yola çıkarak bazı hassasiyetler üzerinden bir pazar oluşturulup kazanç sağlanmasını doğru bulmuyorum. Çalıştığınız, ürettiğiniz, okuduğunuz ve birey olduğunuzda evren size gerekli enerjiyi sağlayacaktır. 

İçiniz rahat olsun.

Sağlıkla Kalın.