Musluğu açınca akan suyun bir gün akmayabileceğini hiç düşündün mü? Türkiye, su zengini bir ülke değil; hatta kişi başına düşen kullanılabilir su miktarıyla "su stresi" yaşayan ülkeler arasında yer alıyoruz.
Tarımda bilinçsiz sulama, şehirlerde boşa akan sular, iklim değişikliğinin etkileri derken su kaynaklarımız hızla tükeniyor. Bu yaşadığımız şehir Manisa için de geçerli. Manisa’nın suyu da aynı hızlı bitmeye devam ediyor. Barajlardaki doluluk oranları her yıl biraz daha düşüyor, yeraltı suları çekiliyor. Oysa çözüm belli: Tasarruf. Ve buna rağmen geleceğimiz için su tasarrufu yapmayı bilmiyoruz. Tasarruftan kastım, su içmeyi azaltın ya da daha az duşa girin gibi olaylar ve durumlar değil. Tasarruftan kastım, ilkokulda bile öğretilen, damlayan musluğu tamir etmek, bulaşık yıkarken suyu kapatmak, yağmur suyunu değerlendirmek, diş fırçalarken musluğu açık bırakmamak gibi küçük adımlar.
‘Aman ben yapsam ne olur başkası yapmadıktan sonra?’ iye düşününler için ise şunu unutmamak gerekir: Küçük adımlar büyük fark yaratabilir.
Su, sadece bir kaynak değil; yaşamın ta kendisi. Korumazsak, bir gün gerçekten susuz kalabiliriz.