Hayatta bazı anlar vardır ki, insanın tüm yolculuğunu değiştirir. Bir karar, bir kelime, bazen bir yanlış anlaşılma… O an geldiğinde fark etmesek bile, geriye dönüp baktığımızda tam da orada, o kırılma noktasında yönümüzün değiştiğini görürüz. Kırılma anları bazen beklenmedik bir ayrılık, bazen sağlıkla ilgili bir süreç, bazen de bir fırsatın kaçırılmasıyla gelir. O anlar, insanın içinde fırtınalar koparır, sorular sordurur: “Başka türlü olabilir miydi?”, “Eğer farklı davransaydım, bugün her şey değişir miydi?” Ancak belki de en önemli soru şudur: “Bu an beni nasıl değiştirdi?” Bazen bir kayıp insanı daha güçlü yapar, bazen bir hayal kırıklığı gerçeğe daha sıkı tutunmayı öğretir. İnsan yaşarken, kırıldığını düşündüğü yerde aslında şekil alır. Hayat, bazen en sert darbelerini vurur ama o darbeler, kim olduğumuzu inşa eden tuğlalar olur. Önemli olan, kırıldığımız yerde kalmak mı, yoksa o kırılmayı bir dönüşüm fırsatına çevirmek mi? İşte esas mesele bu. Çünkü her kırılma anı, içinde yeni bir başlangıcın tohumunu da taşır. Eee hadi o zaman yeniden başlıyoruz!