Bir zamanlar “Teşekkür ederim” demek sıradan bir nezaket kuralıydı. Kapıyı tutana küçük bir tebessüm etmek, karşıdan karşıya geçerken yol veren sürücüye baş selamı vermek, asansörde karşılaştığımız kişilere ‘Günaydın’ demek…. Bular, toplum içinde bizi birbirimize bağlayan küçük jestlerdi. Peki ya şimdi?

Gün geçtikçe hayat yorgunluğu ve aklımızdan çıkmayan düşünceler nedeniyle bu ufak nezaketler giderek kayboluyor. İnsanlar göz göze gelmemek için telefonlarına bakıyor, yolda karşılaştıkları tanıdıklarıyla sohbet etmemek için telefonla konuşuyor numarası yapıyor.

Markette kasiyere teşekkür etmek bile artık zor geliyor bazılarımıza. Sanki nezaket, eski bir alışkanlıkmış da yeni dünyada pek yeri yokmuş gibi…

Oysa bir teşekkür, bir gülümseme ya da samimi bir “Kolay gelsin” demek, kimseye bir şey kaybettirmez. Aksine günümüzün soğuk, donuk ve mesafeli ilişkilerine sıcaklık katar.

Bugün, teşekkür etmeyi hatırladın mı?