CHP Yunusemre İlçe Başkanı Av. Yalçın Arcak’ın gerçekleştirdiği basın açıklamasına CHP Manisa İl Başkanı Semih Balaban ve çeşitli sendika temsilcileri de katılarak destek verdi.  Valilik binası önünde gerçekleştirdiği basın açıklamasında konuşan CHP Yunusemre İlçe Başkanı Av. Yalçın Arcak, son bir ay içerisinde kentte yaşanan çevre felaketleri konusunda başta valilik olmak üzere birçok kuruma çeşitli sorular yönelttiklerini, ancak cevap alamadıklarını dile getirdi.

Cevaplar kamuoyunu tatmin etmiyor

CHP’li Arcak konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Son günlerde kanalla zehirli atıkların boşaltılması, zehirli atık maddelerin depolandığı fabrikalarda yangınlar gibi kentimiz önemli çevre felaketleriyle karşı karşıya kalıyor. Bu konuda Manisa Valiliği’ne, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne Manisa Büyükşehir Belediyesi’ne birçok kez uyarılarda bulunduk. ‘Yaşanan bu çevre felaketleri karşısında ne yapıyorsunuz? Ne gibi tedbirler alıyorsunuz? Kaç tane firmaya bununla ilgili ne gibi cezalar uyguladınız?’ gibi sorular sorduk. Ama hepsi her zamanki gibi yanıtsız kaldı. Bu sorular esas muhatabı olan Manisa Valiliğinin verdiği cevaplar kamuoyunu tatmin etmiyor. Günü kurtarmaya yönelik üstü kapalı cevaplarla kamuoyunu bilgilendirmeye çalışıyor.”

İzinleri yok belgeleri yok

Manisa’da birçok fabrikanın kimyasal depolama izinlerinin olmadığını ve bazı fabrikalarda ise depolanan kimyasal maddelerin yanıcı maddeler ile arasındaki mesafenin çok az olduğunu iddia eden CHP’li Arcak açıklamasına şöyle devam etti: “Mesela geçtiğimiz yıl bir fabrika çıkan yangında havada ölçülen zehirli madde ölçüm değerleri 50 ppmdi. Bu 50 ppmnin sonucunda çevredeki vatandaşlar şiddetli baş ağrısına ve mide bulantısına maruz kaldı. O zamanlarda yangının çıktığı fabrikanın çevresindeki 4 kilometrelik alanın tahliye edilmesi gerekiyordu. Ancak bu yapılmadı. Bu ölçümlerin belgesi elimizde. Geçtiğimiz hafta içinde yine bir fabrikada yaşanan yangında yine havaya zehirli gazlar karıştı. Yine bu fabrikanın çevresinde de yerleşim alanları bulunuyordu. Siyanür ve hidrojen sülfür gibi kimyasal maddeler fabrika yangınları gibi olaylarda açığa çıkıyor. Bu yangınların çıktığı fabrikaların kimyasal depolama ve geri dönüştürme izinleri yok. Belgeleri yok. Bu nedenle Manisa patlamaya hazır bir bomba gibi. Kimyasal depolama izinleri olmayan birçok fabrika şuanda kimyasallar var. Geçtiğimiz günlerde kimyasal depolayan bir fabrikaya göstermelik olarak ceza kestiler ve kapattılar. Ancak kentimizde içinde kimyasal barındıran birçok fabrika var. Bu fabrikalarda ilgili kurum tarafından tutanaklarda yanıcı maddeler ile kimyasal maddeler arasında 50 metre olduğu belirtiliyor. Edindiğimiz bilgilere göre 50 metre değil, sadece aralarında 1-2 metre var. Bu tutanakları hazırlayan Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü’nde usulsüzlük yapıldığı anlamına geliyor.”

Yapılan tüm usulsüzlükler ve yolsuzlukları açıklayacağız

CHP’li Arcak açıklamasında son olarak, son bir aydır kentte yaşanan çevre felaketlerinin yaşanmasına sebep olan bir takım usulsüzlüklerin ve ihmallerin yaşandığını iddia ederek sözlerini şöyle sonlandırdı: “Kentimizdeki çevre felaketlerin yaşanmasına sebep birçok ihmallerin ve usulsüzlüklerin olduğunu tespit ettik. Bununla ilgili elimizde gerekli belgelerimiz var. Elimizdeki belgelerle birlikte yaşanan felaketlerin baş sorumlusu olarak gördüğümüz Manisa Valiliği olmak üzere Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ve ilgili diğer kurumlar hakkında Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunacağız. Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı bu suç duyurusuyla ilgili başlatacağı soruşturma çerçevesinde ilgili gizlilik kararı verme ihtimali olacağı için elimizdeki belgeleri paylaşmıyoruz. Ama sanmasınlar ki elimizde belge yok. Bu işin peşini bırakmayacağız. Tüm yapılan usulsüzlükler ve yolsuzlukları açıklayacağız.”

Çevre katliamları ranta dayalı

Açıklamada söz alan CHP Manisa İl Başkanı Semih Balaban ise, yaşanan çevre katliamlarının ranta dayalı olduğunu belirterek, “Çevre ve doğa bizim geleceğimizdir. Çevre konusunda partimizin duyarlılığı tüm Türkiye tarafından bilinmektedir. Bizler her türlü doğa, çevre felaketine karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Çevre ve doğa katliamları fırsat değil, sadece ranta dayalı politikaların uygulanmasını sonucudur. Bu rantta asla izin vermeyeceğiz.” diye konuştu. CÜNEYT HASÇELİK

Editör: TE Bilisim