Milli Mücadele’nin tarihi kongreleri: Cumhuriyet’e giden yolun taşları

23 Temmuz 1919’da Erzurum Kongresi’nde, “Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür; parçalanamaz” kararı alındı. 4 Eylül 1919’da gerçekleşen Sivas Kongresinde ise Misak-ı Milli (Ulusal Ant) kararlarının zeminini oluşturdu ve “vatanın bütünlüğü” ilkesi pekiştirildi.

Bakan Işıkhan'dan asgari ücret açıklaması Bakan Işıkhan'dan asgari ücret açıklaması

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden süreçte gerçekleştirilen kongreler, halkın bağımsızlık iradesini ortaya koyduğu en önemli yollar arasında yer aldı. 1918’de başlayan ve Anadolu’nun dört bir yanında gerçekleştirilen bu kongrelerde alınan kararlar, Türk milletinin işgallere karşı birlikte hareket etmesini sağladı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutlarken, bağımsızlık sürecinin dönüm noktaları olan bu kongreleri hatırlamak, bağımsızlık ruhunu anlamak adına büyük önem taşımakta.

İlk adımlar: Kars milli İslam şuraları ve İzmir Müdafaa-i Hukuk-ı Osmaniye Cemiyeti Kongresi

Kurtuluş Mücadelesinde ilk teşkilatlanmalar, 1918’de Kars Milli İslam Şurası ile başladı. 14 Kasım, 30 Kasım 1918 ve 17-18 Ocak 1919 tarihlerinde toplanan Kars Milli İslam Şuraları, Doğu Anadolu’da Ermeni işgaline karşı halkın direnişini örgütlemek amacıyla bir araya geldi.

İzmir’in işgaline karşı kurulan İzmir Müdafaa-i Hukuk-ı Osmaniye Cemiyetide, 17-19 Mart 1919’da bir kongre düzenleyerek işgale karşı direniş çağrısında bulundu. Bu kongreler, halkın bağımsızlık ve özgürlük yolunda ilk defa organize bir şekilde hareket etmeye başladığını gösteriyordu.

Batı Cephesi’nde direnişler: Balıkesir ve Nazilli kongreleri

Balıkesir ve Nazilli Kongreleri, Batı Anadolu’da Yunan işgaline karşı direnişin örgütlenmesi açısından büyük bir öneme sahiptir. 28 Haziran-12 Temmuz 1919 tarihleri arasında düzenlenen 1. Balıkesir Kongresi, Batı Anadolu halkının işgale karşı silahlı mücadeleyi desteklediğini gösterdi. Ardından, 26-30 Temmuz 1919’da gerçekleştirilen 2. Balıkesir Kongresi ile daha geniş bir direniş planı yapıldı.

Aynı şekilde, 6-9 Ağustos 1919’da yapılan 1. Nazilli Kongresi de Batı Anadolu’nun işgale karşı tek yürek olduğunu simgeledi. Daha sonra 19-23 Eylül 1919’da yapılan 2. Nazilli Kongresi ile bölgedeki direniş güçleri arasında koordinasyon sağlandı. Bu kongreler, Ege bölgesinde bağımsızlık mücadelesini destekleyen halkın kararlılığını gösteriyordu.

Tüm Anadolu’yu birleştiren kongreler: Erzurum ve Sivas kongreleri

Bağımsızlık mücadelesinin en önemli kongrelerinden biri olan Erzurum Kongresi, 23 Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihleri arasında düzenlendi. Erzurum Kongresi’nde, “Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür; parçalanamaz” kararı alındı. Bu karar, tüm ülkeyi kapsayan bağımsızlık mücadelesinin temellerini atmış oldu. Erzurum’un ardından, 4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında Sivas Kongresi gerçekleştirildi. Bu kongrede alınan kararlarla, ülke çapında bir direnişin gerekliliği vurgulandı.

Erzurum ve Sivas Kongreleri, bağımsızlık mücadelesini tüm Anadolu’ya yayarak Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda kilit rol oynadı. Bu kongrelerde, işgale karşı direnişin tüm yurdu kapsaması gerektiği vurgulandı.

Trakya ve Ege’de örgütlenme: Edirne ve Alaşehir kongreleri

Batı Anadolu ve Trakya’da işgale karşı direnişin başka örnekleri de Edirne ve Alaşehir kongreleriyle gerçekleşti. 16-25 Ağustos 1919 tarihli Alaşehir Kongresi ve 16 Ekim 1919’da yapılan 1. Edirne Kongresi, işgale karşı direnişin Ege ve Trakya’da da geniş taban bulduğunu gösterdi. Edirne’de ayrıca 15 Ocak 1920 ve 9-13 Mayıs 1920 tarihlerinde tekrar kongreler yapıldı, halkın direnişin devam ettirilmesi gerektiği görüşü benimsendi.

Balıkesir, Lüleburgaz ve Afyonkarahisar’da birlik mesajları

Balıkesir’de düzenlenen 3., 4. ve 5. kongreler (16-22 Eylül, 19-21 Kasım 1919 ve 10-23 Mart 1920), halkın işgale karşı daha organize bir yapıyla hareket ettiğini gösterdi. Lüleburgaz’da 31 Mart-2 Nisan 1920 tarihlerinde ve Afyonkarahisar’da 2 Ağustos 1920’de yapılan kongreler ise Batı Anadolu’daki direnişi sağlamlaştırdı. Bu kongreler, işgal altındaki Anadolu halkının bağımsızlık arzusunu açıkça ortaya koyuyordu.

Muhabir: BENZA GÜRLER