AK Parti hükümetinin kadın konusunda, kadına karşı şiddet, cinayet konularında kadından yana taraf olduğunu hatırlatan Bakan Bozdağ, bir televizyon kanalında katıldığı canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yargıda devam eden konularla ilgili kamuoyunun algısının son derece önemli olduğunu belirten Bozdağ, “Kazanın da tam memnun olmadığı bir oranda yargıdan memnuniyeti diğer hizmetlerden memnuniyet gibi aynı konuma koyarsak haksızlık olmuş olur. İşin doğası buna izin vermiyor. İkincisi, yargıya güvense, yargıya işi düşsün düşmesin tüm Türk vatandaşlarının yargıdan sahip olduğu algıyı ifade eder. Genel algıyı ifade eder. O, genel algı da yargıya işi düşenlerin doğurduğu algıdan beslenen bir algı. O yüzden burada bir değerlendirmeyi vicdan terazisinde doğru yapmakta fayda var” ifadelerini kullandı.

“İşin aslını bilmeden değerlendirme yapanlara itibar ederek kanaat oluşturmak yanlıştır”

Dava konularının içeriğinde neler olduğunu bilmeden kanaat oluşturulmasının yanlış olduğunu aktaran Bakan Bozdağ, “Dava konuları gündeme geldiğinde herkes konuşuyor, diyor ki, ‘İşte böyledir şöyledir.' Dosyadan haberi yok, delilden haberi yok, iddiadan haberi yok, savunmadan haberi yok, kanundan haberi yok, yargılamadan haberi yok. Kamuoyuna bir haber çıkıyor, o habere göre yazanlara güveni tamsa onlara itimat ederek bir kanaat belirliyor. Bu kanaate göre bir yargıya varıyor, karar o yargıya uygun olursa ne güzel, uygun olmazsa ne kadar kötü bir karar olarak algılanıyor. Onun için de bu gibi konularda işin aslını bilmeden sadece değerlendirme yapanlara itibar ederek bir kanaat oluşturmak fevkalade yanlıştır” diye konuştu.

“(Haksız tahrik indirimi) Biz bakanlık olarak bu konuyu kendi açımızdan inceleme ve araştırmaya aldık”

Bakan Bozdağ, Pınar Gültekin davasıyla ilgili yargılama sürecinin devam ettiğini dile getirerek, yargılamanın içeriğine dair bir şey söylemesinin Adalet Bakanı olarak doğru olmayacağına dikkati çekti. Bu davadan bağımsız olarak haksız tahrik uygulamasının binlerce yıldır sadece Türk hukukunda değil, dünyanın her hukuk sisteminde olan bir uygulama olduğunu, ihtiyaç olan bir uygulama olduğunu aktaran Bozdağ, şunları söyledi:
“Çünkü bazı şartlar, durumlar olduğunda bu uygulama adalet terazisinin doğru tartması, verilen cezanın hakkaniyete uygun olması bakımından gerekebilir. Bunu mahkeme elbette takdir edecektir ama bizim bunu kim takdir ediyor? Mahkeme takdir ediyor. O zaman uygulamada bizim bu konuyu tartışmaya ihtiyacımız var. Onun için ben bunu hem de Yargıtay'da tartışmaya açtım. Dedim ki; bu haksız tahriki bir tartışalım, tasarlayarak adam öldürmek veyahut da canavarca hisle ve eziyet çektirerek birini öldürme fiillerinde haksız tahrik olur mu olmaz mı? Olursa bunun ceza skalası nasıl olur? Öbürleriyle eşit mi olmalı? Yoksa kademeli mi olmalı? Bunu bir tartışalım. Biz bakanlık olarak bu konuyu kendi açımızdan inceleme ve araştırmaya aldık. Mukayeseli hukuku arkadaşlarımız inceliyorlar. Yargıtay'ımızın içtihatlarına bakıyorlar. Ayrıca ceza hukukçularımız da bu konunun uzmanlarıyla, hukukçularımızla bu konu konuşuluyor, tartışılıyor ve biz bu tartışmaların sonucunda haksız tahrik uygulamasına ilişkin bir değişiklik ihtiyacı ortaya çıkarsa bu değişiklik konusunda adım atma hususunda kararlıyız. Ben, Yargıtay'da konuşmamda da söyledim. Esasında bu konuda yol gösterici içtihat oluşturma konusu Yargıtay'ımızın elindedir. İha 

Editör: TE Bilisim