İstanbul’un Silivri açıklarında meydana gelen depremler, kamuoyunda büyük endişe yarattı. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) verilerine göre, sabah saatlerinde önce 3.9 büyüklüğünde bir deprem kaydedildi. Ardından gelen 6.2 büyüklüğündeki ikinci deprem, İstanbul başta olmak üzere çevre illerde de güçlü şekilde hissedildi. Uzmanlar, meydana gelen bu depremin beklenen büyük Marmara depremi olmadığını belirtiyor.
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, depremin Marmara Denizi'ndeki Kumburgaz Fayı üzerinde gerçekleştiğini ifade etti. Görür, “Bu depremler değişik büyüklüklerde. Ancak Marmara’da beklediğimiz büyük deprem bu değil. Bu bölgedeki fay sistemi stres biriktiriyor ve bu stres, fay hattını kırılmaya zorluyor. Asıl beklediğimiz deprem, 7’nin üzerinde olacak” dedi. Depremin ardından vatandaşlar endişeye kapılırken, Türkiye genelinde deprem gerçeği bir kez daha hatırlandı. Jeoloji Mühendisleri Odası Manisa İl Temsilcisi Bülent Bayraktar ise Marmara'da meydana gelen depremin tehlikesinden bahsetti. Ancak Türkiye’nin dört bir yanının aktif fay hatları üzerinde olduğunu vurgulayan Bayraktar, olası büyük İstanbul depreminin sadece Marmara’yı değil, ekonomik ve sosyal etkileriyle tüm Türkiye’yi sarsabileceğine dikkat çekti. Manisa’da ise her zaman deprem riskinin olduğunu belirten Bayraktar, Türkiye haritasında Manisa’nın birinci dereceden riskli bölge olarak öne çıktığını kaydetti.
“MANİSA İÇİN KRİTİK ÖNEME SAHİP”
Jeoloji Mühendisleri Odası Manisa İl Temsilcisi Bülent Bayraktar, Manisa’nın Türkiye Deprem Tehlikesi Haritası’nda birinci derece deprem bölgesinde yer aldığını söyledi. Bayraktar, “Bu nedenle deprem riski çok yüksek olan bir alanda yaşamaktayız. Manisa Celal Bayar Üniversitesi tarafından hazırlanan ‘Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Manisa Coğrafyası ve Depremsellik’ başlıklı raporda, Manisa’dan geçen fayların tarihsel hareketliliğiyle ilgili önemli veriler paylaşılmıştı. Manisa ve çevresi, Türkiye'nin 3 büyük fay hattından biri olan Batı Anadolu Fay Kuşağı üzerinde bulunduğu için sık sık depremlerden etkilenen bir bölge olduğu tespit edilmiş ve ilgili kurumlara ayrıntılı raporlar sunulmuştu. Manisa fayı, 15 ve 25 kilometre uzunluktaki iki bölümden oluşup toplamda 40 kilometre uzunluğa sahiptir. Bu fayın batı segmenti, Manisa ilinin ekonomisi için kritik öneme sahip sanayi bölgelerinden geçmektedir. Fayın, yaklaşık 7 büyüklüğüne kadar deprem üretebilme potansiyeli bulunmaktadır. Ayrıca, Manisa'dan Sarıgöl'e kadar uzanan Gediz Grabeni Fay Sistemi'nin de 7.6 büyüklüğüne kadar deprem üretebilecek potansiyele sahip olduğu belirlenmiştir” diye konuştu.
Bülent Bayraktar
DEPREM KENDİNİ HİSSETTİRDİ!
Milattan sonra 17 yılında Manisa’da gerçekleşen depremden bahseden Bülent Bayraktar, “Manisa merkezli olan ve büyüklüğü 7.4 olarak tahmin edilen ve 13 antik kentin yıkımına sebep olan deprem Manisa ilinde gerçekleşen en büyük deprem olarak literatüre geçmiştir. Aletsel dönemde Manisa’da meydana gelen en önemli depremler ise; 18 Kasım 1919 yılında gerçekleşen, büyüklüğü 6.9 olarak ölçülen Soma ve 28 Mart 1969 yılında gerçekleşen, büyüklüğü ise 6.5 olarak ölçülen Alaşehir-Sarıgöl depremleridir. 1990’dan 2024’e kadar ise Manisa ilinde yaklaşık 74 bin deprem gerçekleşmiştir. Manisa ili ve yakın çevresinde son büyük depremin 178 yıl önce meydana gelmesi tedirginlik yaratmaktadır. Tedbirlerin bir an önce alınması gerekmektedir. İstanbul’da olan deprem, tehlikeyi bir kez daha hatırlattı” şeklinde konuştu.