Ülkemiz son zamanlarda olağanüstü günlerden geçiyor. 7den 70 e herkesin gündemi ekonomi. Hayat pahalılığını konuşmak bir kenara döviz kurlarındaki dalgalanma başta ihracatçılar olmak üzere toplumun büyük bir kesimini olumsuz etkilemiştir. 20 Aralık operasyonu bankalarda yüksek kurdan döviz alanları adeta bir cezalandırma girişimi olmuştur. Bu girişim başarılı olur mu ekonomik olarak nereye gidiyoruz gibi sorulara vereceğimiz tek bir yanıt var. BİLMİYORUZ.

20 Aralık akşamı sayın cumhurbaşkanı kabine toplantısı yapıncaya kadar 18,50 seviyelerinde seyreden doların açıklama sonrası ani düşüş göstermesi dünya piyasalarında bir şok etkisi yarattı. Hükümet döviz kurlarındaki dalgalanmaya karşı yeni bir strateji olarak kur korumalı mevduat sistemini geliştirdiğini iddia etmekte.

Oysa bu sistem 70 li yıllarda ülkemizde uygulanmış ve çok derin yaralara sebep olmuştur. Rahmetli Özal milliyet gazetesine verdiği röportajda  hükümetin uygulayacağı önlemle ilgili şu açıklamalarda bulunuyor:
"İnşallah gençlerimiz bundan ders alır. Bir daha böyle hesapsız kitapsız hatalar yaparak, gelecek nesilleri zor taşınan yük altına sokmaz. 84-89 arasında bu ödemeleri yapmasaydık aile başına herkese 1 milyon TL para ödeyebilirdik. 9 bin ilave okul, 900 orta boy fabrika, 500 hastane ve 4 bin km otoyol daha yapardık. 100 bin insan iş sahibi olabilirdi. İşte geçmişin hatalarının bir topluma ne kadara mal olduğunun basit bir bilançosu budur.1970li yıllarda o zaman kendilerini akıllı, uyanık sananlar böyle bir yol buldular. Tam 221 bankaya borçlandık ve Türkiye bunları ödeyemedi."


Herkesin aklındaki soru aynı 20 Aralık akşamı böyle bir hamlenin yapılacağını kimler biliyordu? Bu sorunun cevabını verecek olanlar siyasi otoritedir. Peki bu yeni sistem nasıl olacak.

2022 bütçesi uygulanacak olan bu sistem açıklanmadan meclisten geçti. bu sisteme giren mudilerin yatırdığı TL %14 faiz  garantisi altında diyelim. Kurlarda %20 artsın aradaki 6 puanlık farkı hazine nerden karşılayacak veya kim karşılayacak. Eğer hazine karşılayacaksa bunun anlamı vatandaşa ek vergilerin getirileceği anlamına gelmektedir. Zira 2022 bütçesinde bu konu hiç görüşülmemişti. Buda hükümetin bu kararı ani olarak aldığını göstergesidir. Kısacası zenginin parası fakirin vergisiyle ödenecek anlamına gelmektedir. Bu farkı merkez bankası ödeyecek olursa o zaman emisyon yoluna gidilecek buda enflasyonun daha da artmasına neden olacaktır.
Hissedilen enflasyonu %40 olarak alacak olursak dövizde %30 oranında bir artış olsa parasını bu sisteme yatıran vatandaşın mevduatı enflasyon karşısında erimiş olacak ayrıca hazineye ek yük getirisi anlamı taşıyacaktır.

Ayrıca alınan bu kararın NAS vurgusuna ne kadar uygun bir karar olduğunu okuyucularımızın inisiyatifine bırakıyoruz.


Bu sistemin hazineye ek yük getirecek olması makro ekonomi açısından bir crowding-out sürecinin yaşanma olasılığınıda güçlendirmektedir. Kamunun borç hacminin aşırı genişlemesi özel sektörün dışarıdan borç bulmasını zorlaştırmaktadır.
Döviz kurları 18 TL üzerinde iken Türkiye’nin cds pirimi 570 seviyesindeydi döviz 11 TL seviyesine geldiğinde 600 puanı aştı. Döviz düşmesine rağmen risk düşmedi tam tersine giderek arttı. Ekonomide riskler azalmadan kurların düşmesi mümkün değildir. Kurlardaki yükselme eğilimin aniden son bulmasının arkasında merkez bankasının devlet bankaları aracılığıyla piyasaya döviz sürmesi yatmaktadır. Şu an bankalardaki mevduatların %65 i döviz olarak bulunmaktadır. Türkiye’nin 2022 yılında 170 milyar doların üzerinde borç ödemesi vardır. Ve Türkiye’nin bu borcu rahatça kapatabilecek bir durumda olduğunu söyleyemiyoruz. Yerli ve yabancı yatırımcı için kurlarda öngörülebilirlik çok yüksektir. Son gerçekleşen operasyondan sonra yabancı finans kuruluşları Türkiye ile ilgili tahmin açıklamayacağını bildirdi. Bu ekonomi için çok tehlikeli bir durumdur. Çünkü ekonomi güven üzerine kuruludur. Gelecekle ilgili bir tahmin yapılamıyorsa buda belirsizliği artırmakta. Kurlarda düşüş olmasına rağmen riskin artması bu sürecin uzun olmayacağını göstermektedir. Riskin yüksek belirsizliğin olduğu bir ortamda kurların yönü hep yukarıya doğrudur.