Son bir ayda sosyal medya üzerinden İslamiyet bilinçli olarak hedef alınmakta, cemaatler üzerinden bir karalama kampanyası yürütülmektedir. İlk olarak Özgür Özelin İslam’a orta çağ zihniyeti demesi, ardından , kendini inançsız olarak tanımlayan üniversite öğrencisinin intihar etmesi ve son olarak Sezen Aksunun bir  şarkısında Hz. Adem ve Hz. Havvaya hakaret etmesi planlanan kirli oyunu gözler önüne serdi.


Thedor Herlz 20.yy başalarında İsrail’i kurmak için Sultan Abdülhamit’ten Filisin bölgesinden para karşılığı toprak istemesi ve ardından  Sultan Abdülhamit’in onu huzurundan kovmasının mukabilinde Herlz 100 senelik planını ortaya koymuştu.
  1. Sultan Abdülhamit tahttan indirilecek
  2. Osmanlı yıkılacak
  3. Osmanlı yıkıldıktan sonra İslam 100 yıl içinde reformlarla ortadan kaldırılacaktı.
İlk iki görevi yerine getirme görevini hahambaşı olan emanuel karaso yerine getirecekti. Hahambaşı olan karaso ilk olarak selaniğe yerleşip ittihat ve terakkiyi kurup ardından Sultan Abdülhamid’i tahttan indirdi. Ardından İslam’ı imha planı devreye girmişti. Haim nahum doktrini esas alınmıştı. Amaç Türkiye’yi İslam’dan uzaklaştırıp parçalara bölmekti.


Karşılarındaki en büyük engel Müslüman Anadolu insanıydı. Bunun için ilk olarak camileri kapatıp ezanı değiştirmeyi denediler. Hedef milletin İslamla olan bağını koparıp, büyük İsrail’i inşa etmekti. Bu 100 yıl içinde bu iş kesin olarak bitmeliydi. Halk bu dayatmalara karşı çıkmasına karşın her seferinde askeri ve siyasi baskılarla susturulmaya çalışılıyordu. Amaç İslam’ın  protestanlaştırılmasıydı. Tam bu noktada Osmanlıdan Cumhuriyete geçişte ortaya Beddüzzamna Said Nursi çıktı. Neşrettiği  Risale-i Nur eserleriyle Anadolu insanının imanını yeniden diriltmeye, Gençlerin başka milletlerin uşağı olmasını engellemeye çalışıyordu. Bunu gören dönemin dini değerlerinden uzak yönetimi Beddüzaman Said Nursi ye türlü işkence, baskı, zehirleme, ve sürgünlerle yıldırmaya çalışıyordu. Beddüzaman tüm girişimlere rağmen HAK davdan vazgeçmemişti. Risale-i Nurlar hızla yayılmaya, Beddüzamana karşı halkın teveccühü giderek artıyordu. İsrail’in girişimi büyük bir bozgun yemiş diriliş yeniden başlamıştı. Sezai Karakoç Risale-i Nurların neşredilmesini şu sözlerle açıklıyor’’ karşı çıkanlardaki aşırı tepki göstermiştir ki, inanıştaki bu şahlanış probleminin şahdamarına dokunmaktadır. Başarıyla yürümektedir.’’


Özellikle günümüzde ateizm, deizm gibi bir akım haline getirilmeye çalışılan milletimizi ahlaki ve manevi bir çöküntü içine sokma projesi Risale-i Nur külliyatıyla hezimete uğratılmıştır. Beddüzaman Hazretleri sıklıkla inançsızlığa vurgu yaparak, Akıl yoluyla ALLAHIN varlığını, ahireti, Peygamberimizin nübüvvetini ispat etmektedir. Akılda hiçbir soru işareti bırakmamaktadır. Beddüzaman inançsızlara şu sözle seslenmektedir;   "Eğer haddin varsa buna karşı itiraz parmağını uzat. Gör, nasıl parmağın bürhan kuvvetiyle kırılıp senin gözüne sokulacak." Dahada ileriye giderek ikna edemeyeceği dinsizin olmadığını şu sözleriyle ispat etmektedir; "Kur’an-ı Hakîm’in kuvvetine istinaden dava ediyorum ki: Çok alçak olmamak ve yılan gibi dalalet zehirini serpmekle telezzüz etmemek şartıyla, en mütemerrid bir dinsizi, birkaç saat zarfında ikna etmezsem de ilzam etmeye hazırım."Kuranla yarışa giremeyeceğini anlayan müşrikler savaş yolunu seçtiyse, bugünde inançsızlığı yayamayacağını idrak eden zihniyet, söyleyecek bir sözü olmadığı için hakaret, iftira, karalama kampanyalarına başvurmaktadır. Risale-i Nurlar onları meydana davet etmektedir. Fakat her seferinde kaçıyorlar.


Yaşanan bir menfur olayı bahane ederek, Risale-i Nurları hedef alanlar doğrudan İslam’a karşı olan kin ve nefretlerini kusmuşlardır.  İslam’a orta çağ karanlığı derken bile tarihe batılı gözle baktıkları açıktır. Bu yaklaşım kafasını Vatikan’a ruhunu şeytana satmıştır. Bugün yapılan açıklamalar Vatikan’ın ülkemizdeki siyasi ve içtimai hayattaki  temsilcilerinin bir an olsun boş durmadığı görülmektedir. Bu kabil kompleksini gösterenleri Cemil Meriç Kitab-ı mukaddesin serseri Yahudileri olarak tanımlamaktadır.


Beddüzaman hazretleri İslam’a yapılan saldırılar için şu sözleri söylemektedir ;                   
“Evet, ümit var olunuz. Şu istikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür sada İslam’ın sadası olacaktır!”


Selam ve dua ile…