Ülke olarak hatta bütün dünya insanları salgının  da etkisiyle ciddi ekonomik sıkıntılar  çektiği bir dönemi yaşamaktadır. Dünya hayatında bunun gibi buhranlı dönemler zaman zaman yaşanmaktadır. Müslüman olarak böyle durumlarda da temel ilkemiz dinimizin emirleri doğrultusunda hareket etmek olmalıdır. Her türlü stokçuluk, faiz, israf ve aldatmadan uzak durmalı kul hakkına girmemeye dikkat etmeliyiz.  Helal kazanç çizgisinden ayrılmamalıyız.

 İslâm dini, insanoğluna dünya ve ahiret mutluluğunu kazandıracak prensiplerle doludur. İslam’da çalışma ve helâl kazanç, tıpkı ilim gibi farz telakki edilmiş, kişinin kimseye muhtaç olmadan hayatını sürdürebilmesi, çoluk çocuğunun nafakasını temin etmek maksadıyla meşru yoldan çalışıp kazanması, ibadet ölçüsünde kutsal ve değerli bir davranış olarak kabul edilmiştir.
İslam, kazanç elde etme konusunda önemli bir ilke olan meşruiyet prensibini esas alarak; hırsızlık, gasp, faiz, kumar, rüşvet ve şans oyunları; kamu mallarını zimmete geçirmek, her türlü yolsuzluk, hileli alışveriş, müşteriye birinci kalite diye ikinci kalite mal vermek, eksik tartıp ölçmek, malı fâhiş fiyatla satmak, işçi ve memurun görevini ihmal ve terk etmesi, işverenin çalışanlara hak ettiği ücretlerini, devlete vergisini, fakire zekatını vermemesi ve kalitesiz mal üretip pahalıya satarak servet elde etmesi gibi her türlü gayrı meşru kazancı yasaklamıştır.
Beden ve ruh sağlığımızı, ailemizi, maddi ve manevi varlığımızı “helâl” ile beslemek esastır. Helâl ve meşru işlerde çalışmalı, helalinden kazanmalı, haram gıdalarla beslenmemeli ve çoluk çocuğa da harama yedirmekten sakınmalıdır. Bu husus, hem ibadetlerimizin kabulü hem de sosyal hayatımızın güven ve huzuru için önemlidir. “Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helal ve temiz olanlarından yiyin! Şeytanın izinden yürümeyin. Çünkü o sizin için apaçık bir düşmandır.”
  Haramlara ihtiyaç duymayacağımız kadar helal vardır. Haksız kazanç ihtiva eden kumar, faiz, şans oyunları ve benzeri meşru emek, üretim ve hizmete dayanmayan her türlü iş ve icraatlardan sakınmak, takva zırhına bürünmek, Şüpheli şeylerden sakınmak, Allah’ın koyduğu sınırları ihlal etmemek, kanaat sahibi olmak, lüks ve gösteriş tüketimine kapılmamak önemlidir.