Vefa, sözlüklerde genel olarak yaşanmışlıklara saygı duymak ve birçok şey paylaştığın insanları hatırlamak demektir. Geçmişini ve eski arkadaşlıklarını çok çabuk unutan kişiler ise ''vefasız'' olarak nitelendirilir.

Vefa nedir?” Sorusuna Mevlana şu cevabı vermektedir:Vefa arkanda bıraktığını, giderken yaktığını yabana atmamandır. Vefa; dostluğun asaletine, bir dua sonrası verilen sözlere, hayallere ihanet katmamandır. Vefa; ötelerin sonsuz mükâfatı karşısında, cehennemi hafife almaman, ulvi güzellikleri dünyaya satmamandır.”

Kur’ân’da birçok âyette muhataplarını vefalı olmaya çağırmaktadır; “Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü söz (veren, sözünden) sorumludur.” (İsrâ, 17/34). “Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük gazap gerektiren bir iştir.”(Saff, 61/2.3)

Hz. Peygamber (sav)’de cennete götüren hususlardan birini vefalı olmak olarak haber vermiştir: “Bana kendi adınıza altı şeyin güvencesini verin, ben de size cennetin güvencesini vereyim: Konuştuğunuzda doğru söyleyin, söz verdiğinizde sözünüzü tutun, size (bir şey) emanet edildiğinde ona riayet edin, iffetinizi koruyun, gözlerinizi (bakılması yasak olandan) sakının ve ellerinizi (haramdan) çekin.” ( İbn Hanbel, V, 323)

KİMLERE KARŞI VEFA BORCUMUZ VARDIR?

Bu dünyada başta Rabbimiz olmak üzere, üzerimizde hakkı bulunan her varlığa karşı (aile, akraba, yakınlar, dostlar, arkadaşlar ve bütün varlık âlemiyle) emanet ve doğruluk bağlamında bir ilişki kurmaktır.

1- Allah’a Karşı Vefa: bizi yoktan var eden rabbimiz, vefa göstermemi gerekendir. Ona iman etmek kulluk vazifelerini yerine getirmek ona karşı şükür borcumuzu yerine getirmeliyiz. Rabbimiz vefalı olanları ayette şöyle övmüştür: “Müminler içinde Allah"a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir, kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir.” (Ahzâb, 33/23)

2- Peygamberimiz’e Vefa: Allah rasulu ümmeti dünyada örnek alacağımız en önemli kişidir. Ümmeti için nice zorluklara göğüs germiştir. Onun ümmetine bıraktığı Kuran-ı Kerim ve sünneti seniyesine sahip çıkarak ona vefamızı göstermemiz gerekir.

3- Anne Babaya Vefa: Peygamberimiz, anne ve babaya karşı vefaya ayrı bir önem vermiştir.( Bir keresinde uzun bir yolculuğun ardından kendisiyle birlikte cihada katılmak maksadıyla yanına gelen ve “Anne babamı ardımdan ağlar bırakıp sana geldim yâ Resûlullah!” diyen bir gence,“Onların yanına geri dön ve ikisini de nasıl ağlattıysan öylece güldür!”)buyurmuştur.

Allah Rasulü, hayatı boyunca dadısı Ümmü Eymen’e vefâ göstermiş, onu sık sık ziyaret edter ve kendisine; «Anne!» diye hitâb ederdi. Onun için; “Annemden sonra annem! Bu, benim ev halkımdan sağ kalan tek kişidir!” diyerek iltifat eder, hürmet ve muhabbet gösterirdi.

4- Baba Dostuna Vefa; Sevgili Peygamberimiz, baba dostuna vefa göstermeyi tavsiye etmiştir. Bu konuda şu örnek dikkat çekicidir: Abdullah b. Ömer, Mekke yolunda bir bedevî ile karşılaşır, ona selâm verir, binmekte olduğu eşeğe onu bindirir, başındaki sarığı da ona giydirir. Bu manzaraya şahit olan Abdullah b. Dînar, İbn Ömer"e, “Allah hayrını versin, bunlar bedevîdir. Basit şeyler onları mutlu eder.” der. Abdullah b. Ömer ona şu şekilde cevap verir: “Bunun babası, babam Ömer b. Hattâb"ın dostu idi. Ben Resûlullah"ın şöyle dediğini işittim: "İyiliklerin en güzeli, evlâdın, baba dostlarını ziyaret etmesidir. (Müslim, Birr, 11)

5-  İyilik Edenlere Vefa; Allah Resûlü kendisine yapılan iyiliği hiçbir zaman unutmaz, iyilik yapanlara karşı da hep gönlünde vefa duygusunu yaşatırdı. Peygamber kendisine ilk defa sütanneliği yapıp ara sıra kendisini emziren Ebû Leheb"in cariyesi Süveybe"ye karşı gönlünün derinliklerinde sevgi beslemiş, ona karşı hep minnet duygusu taşımıştır.

6- Mü’min Kardeşe Vefa: İslâm, mü’minleri kardeşler kılmıştır. Birbirlerinin dostu olduğunu bildirmiştir. Müslüman diğer kardeşlerine karşı vefalı olmalıdır.

Gün geçtikçe zayıflayan ahlaki vasıflardan olan vefa sahibi kimseler olmaya çalışmalıyız. “Vefa”nın İstanbulda bir semt, “güven”in Ankara’da bir park, “dost”un markette bir yoğurt markası olarak kalmaması gerektiğini bilmeli ona göre yaşamalıyız. 

Rabbim hepimizi vefalı ve vefakar dostlar nasip eylesin.....