Allah müslümanları birbirlerine kardeş olaerak nitelemiş ve birbirlerinin üzerinde bazı hakları olduğunu bildirmiştir. Her hak, bir mükellefiyeti de beraberinde getirir. Mükellefiyetlerini yerine getirmeyenler sorumludur. Bu sorumluluk dünyevî veya uhrevî olabilir.
Bu hakları sevgili peygamberimiz şu hadiste bildirmektedir. Ebû Hüreyreden rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:Müslümanın Müslüman üzerindeki hakkı beştir: 1- Selâmı almak. 2- Hastayı ziyaret etmek. 3- Cenazeye iştirak etmek 4- Dâvete icabet etmek. 5- Aksırana “yerhamukellah” demek.” Bu hadise göre selamlaşmak bir haktır. selâm vermek sünnet, almak ise farzdır. Bu da selamın önemini ortaya koymaktadır. Hastalanan kardeşimizi ziyaret etmek te kardeşimizin bir hakkıdır. Hasta ziyareti sünnettir. Ziyarette edebe riâyet etmek gerekir.

Müslüman kardeşimiz vefat ettiğinde mazeretimiz yoksa cenazesine katılmak kardeşimizin haklarından biridir. Cenazeyi teşyîde, namazını kılmak ve kabre defnetmek farz-ı kifâye, bunun dışındaki hizmetler sünnet ve müstehabdır.

Kardeşimizin sevinçli günleri olan düğün daveti verdiğinde mazeretimiz yoksa davete icabet etmek gerekir. Meşru ölçüler içinde yapılan düğün dâvetine icabet vâcip, diğer meşru dâvetlere katılmak ise sünnet ya da müstehaptır. Müslüman kardeşimizin bir diğer hakkı da Aksırıp “elhamdülillah” diyene “yerhamükellah” diye mukabelede bulunmak bir vecibedir.

Müslümanın müslümana nasihati fayda verir. Nasihate ihtiyacı olan kardeşimize nasihatte bulunmak yol ve yön göstermek, gücü yetenler üzerine dînî bir vazifedir.

Sonuç olarak müslüman kardeşlerimiz arasında dostluk, muhabbet, yardımlaşma, şefkat ve merhameti temin edecek hak ve vazifeleri kesinlikle yerine getirmeye çalışmalıyız.