Geçtiğimiz gün Saadet Partisi Sözcüsü Birol Aydın beyin konuşmacı olarak katıldığı bir programa dahil olmuştum. Ülke gündeminden, pahalılıktan ve nasıl bunların çözüme dönüştürülmesi noktasında katılımcıları aydınlatmaya çalışan Birol Aydın zaman zaman da anlattıklarının daha sağlıklı akıllarda kalması için izleyenlere laf atıp onların fikirlerini ve önerilerini alıyordu.

Tam bu esnada tahmini 10-12 yaşları arasında olduğunu düşündüğüm isminin Kamil olduğunu öğrendiğimiz genci işaret ederek gelecekten beklentisini ve ülkede en önemli çözülmesi gereken konuyu sordu. Birol beyin bundan sonra ki programlarında dinleyicilere çok rahat bir şekilde soru soracağını tahmin etmiyorum o pozisyonda ben olsam kendimi Birol beyin yerine koyuyorum sözlerime devam edemez kürsüden inerdim diye düşünüyorum bu kendi eksikliğinden değil ülkenin gencinin gelecekten ümit var olmayışının tezahürü. Bu acı son yirmi yılın eseri.

Çünkü Kamil adında ki evladımızın verdiği cevap bam teline dokunan cinsten y ada büyüklerin değimiyle kitabın ortasından konuşur cinstendi. Ne mi demişti Kamil, Birol Aydın bey kendisine soruyu sorduktan sonra şu cevabı vermişti; “Adaleti hakim kılın yeterli”

Evet, bir ülkenin geleceğinden ümidi sadece Adalet olan daha ortaokul seviyesinde bir genç. Aslında bu cevaptan sonra benim de yazıya devam etmemem gerekiyor ama nasıl ki Birol Aydın bey sözlerine devam ettiyse kürsünün hakkını vererek nasıl adaleti tesis edeceklerini anlattıysa biz de kalemimizle nasıl adaletsizliğin ortadan kaldırılması için yazılar yazmaya devam edeceğiz.

Osmanlı olmakla köklerimizin Selçuklulara oradan da taaa Orta Asya’ya uzandığıyla övünüyoruz ya, neslimizin ümmeti olmakla şereflendiğimiz Hz. Muhammed Mustafa’nın yolundan gitmesi için dualar ediyoruz. Biz sadece övünüyoruz ve dua ediyoruz. Ama ne övündüğümüzlerin ne de dua ettiklerimizin adalet anlayışını tatbik etmiyoruz. Neden mi çünkü çıkarımıza uymuyor. Bizler ne övünçlerimize ne de dualarımıza layık değiliz çünkü inandığımız gibi değil yaşadığımız gibi inanmaya çalışıyoruz.

Ne diyordu Hz. Ömer, “kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa koyunu, gelir de adl-i ilahi sorar Ömer’den onu.” Bu neyin göstergesiydi adaletin. Ne diyordu yine cennet mekan çağ kapatıp çağ açan ulu hakan Fatih Sultan Mehmet Han, “Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür. Adaleti öldürdüğün gün devlet de ölür”

Adaletten ümidini kesmek insanın hayattan bir beklentisinin olmamasına eş değerdir. Adalet nedir sadece alışverişte mi kullanılır ya da ikili anlaşmazlıklarda mı lazımdır. Adalet hak ve hukuk demektir. Adalet dağıtmak ya da adaletle yönetmek için makamlara oturan insanların omuzlarında ki yük çok ağırdır. Zamanında bahsi geçtiği için yine aynı konudan örnek verebilirim makam aracınız ile çocuğunuzu okula bırakamazsınız. Bu haktır adaletsizliktir. Yapılıyor mu evet yine yapılıyor. Yani kimsenin kimseden bir çekincesi yok zaten önemli olan insanlardan çekinmek değil konu utanmadıktan sonra her şeyi yapabilirsin ile açacağız ama bu bile günümüzde çok basit kalıyor. Çünkü insanların hem dünya görüşleri genişliyor hem de yaşam tarzları değişiyor.

Ve son olarak gün geçtikçe şahitlik ediyorum ama etmemek için de her gün dua ediyorum, Rahmetli Cennet Mekan Erbakan hocamız bize çalışma yapacağımız zamanlar bırakın Cami Cemaati ile oyalanmayı onlar kendilerini kurtarmışlar biliyorlar bildiklerinden sorumlular sizler bilmeyen insanlara ulaşacaksınız bunun için kahvehanelere ve meyhanelere gideceksiniz Yeni bir dünya Yeniden büyük Türkiye nasıl olacak onu anlatacaksınız derdi. Şimdi daha iyi anlıyorum bu sözün ne manaya geldiğini. Çünkü adaletsizliği ve haksızlığı en çok uygulayanlar ne acı ki haktan hukuktan adaletten din den ve diyanetten bahseden alnı secdeli eli tesbihli ağzı dualı insanlar.

Yoksa niye makam aracıyla evladını okula bıraksın ki. Niye makamında oturduğu yere neredeyse isme özel atama yapsın ki.

Biz adaleti sağladığımız zaman kalplere vicdanı hakim kıldığımız zaman bütün bu sorunları konuşmuyor olacağız.

O zaman 10-12 yaşlarında ki evladımızın gelecekten beklentisi Adalet olmayacak.

Adaletin hakim olduğu bir Türkiye’nin inşasını gelin beraber kuralım.

İlk iş olarakta kalplerimize vicdanı yerleştirelim.

Selam, Dua ve Muhabbetle…