Dün gece dini ağırlıklı üç bilim adamımızın katıldığı beş buçuk saatlik Teke Tek programının tamamını banttan büyük bir zevkle izledim. Sonunda tek cümle" ÖZ ELEŞTRİ YAPARAK TÜM TENKİT VE ELEŞTRİLERE AÇIK OLMALIYIZ." program bitti.
İşte işin özü bu.
O an bir sene önce bir köşe yazımı hatırladım. Sizlerle tekrar paylaşmak istedim.
Tenkit etmek, eleştirmek. Hele kendi egosunu tatmin etmek içinse.
Geçenlerde bir yazı okumuştum.
"NEFSİNİZ İÇİNSE ASLI ÖZÜ YOKTUR.”
İnsan neden tenkit eder?
Kıskançlık.
Kendi egosunu tatmin.
Ukalalık.
Yerinde olmak.
Uzanamadığı ciğere murdar demek.
Kendini dev aynasında görmek.
Yazarın işlediği konularda kendi eksikliğini kabul etmemek.
Yapılan olumlu çalışmaların kendisine zarar vereceğini düşünmek.
Çıkarını düşünmek.
Hasta ruhunu asılsız tenkitleriyle tedavi ettiğini sanmak…
Adından bahsedilmesini sağlamak.
Boş yere gündem oluşturmak.
Bu maddeleri istediğimiz kadar sıralayabiliriz.
YAPICI OLUMLU TENKİT
Hep söylenir yapıcı olumlu tenkitlere açığız.
Geçenlerde bir yazımı facebook sayfamda paylaştım. Kendisinden hiç beklemediğim bir arkadaşım şöyle yorum yaptı. "Çok boş konuşuyorsun Fuat abi.” Yazımın başlığı. "İnsanlar neden kara kara düşünür." Özünde mutsuzluk yatıyor. Hepinizin bildiği gibi bir gözlemimi yazmıştım. Baya düşündüm, neden boş konuştum diye.
Birkaç defa saygı ve sevgi çerçevesinde cevap vereyim dedim. Yok elim varmadı yazmaya. Çünkü biliyorum bu tip tepkilere karşı yorum yapmak zaman harcamaktan başka bir şey değil.
Hele bir de tenkit eden kişi yukarıda saydıklarımdan ilk on iki içerisindeyse.
Gerekçesi yazılarak yapılan yapıcı olumlu tenkitlere ne denir?
El öpülür. Tenkit edeni yüceltir. Yazarın yanlış bildiklerini düzeltir.
Sayın Ergun Zoga’nın bir yazısını okumuştum.
Kendisi İsmet İnönü’nün Başbakanlık döneminde genç yaşlarında danışmanı. İnönü’nün aldığı bir karara gerekçesiyle itiraz eder. Bunun üzere İnönü hemen kararını değiştirir.
Sayın Zoga, inanamaz. "Allah! Allah! nasıl olur da koskoca bir Başbakan hem de İsmet İnönü beni dikkate aldı." Dayanamaz sorar.
İsmet Paşa’nın cevabı. "Ergun bu tenkidinle ne sen benim yerime başbakan olabilirsin. (makam çıkarı)
Ne de cebine bir para girer. (maddi çıkar) Ondan hemen kabul ettim der.
Ne olur birilerini tenkit ederken, eleştirirken bir daha düşünelim. Yapıcı ve olumlu olsun. Ne olur tenkit etmek için tenkit etmeyelim. Asla kendi çıkarımızı ön planda tutmayalım. Hele boş konuşuyorsun diyerek kendi doluluğumuzun ne kadar boş olduğunu ön plana çıkarmayalım.
İnsan olduğumuzu unutmayalım. Ne yaparsak yapalım, kendimize kâr kalacağını zannetmeyelim. Haksız yere yapılan eleştirilerin kendimize döneceğini asla unutmayalım.