Bu kentte ve bu ülkede; çalışandan çok çalışamayan, iş bulamayan gazeteci varsa…

İş bulabilen gazetecilerin büyük bölümünün eline ay sonunda zar zor asgari ücret geçiyorsa…

Sadece 2019’da 100’den fazla gazete kapandıysa…

Geçen yıl 1000 gazeteci daha işsiz kaldıysa…

İşsiz gazetecilerin sayısı 10 bini aştıysa…

Basın sektöründe işsizlik yüzde 30’a ulaştıysa…

Doğru bildiğini yazan gazeteciler hapse girdi, ya da işinden olduysa…

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Raporu’na göre Türkiye’de sadece geçen yıl 25 gazeteci daha özgürlüğünden olduysa…

Türkiye dünyada; Çin, Mısır ve Suudi Arabistan ile birlikte en çok gazeteci tutuklayan ülkeler arasında yer alıyorsa…

4.5 milyon nüfuslu İzmir’de 5 bin satan tek bir yerel gazete bile yoksa…

Bu mesleğe gönül vermiş, bedel ödemiş, donanımlı, tecrübeli gazeteciler küstürülüp en verimli çağlarında köşelerine çekilmişse…

Ülkenin ve mesleğin geleceği, genç gazetecilerin büyük bölümü çalışacak yayın organı bulamadığından ekmek parası için başka işlere yöneliyorsa…

Gazete yöneticilerini iktidar sahipleri belirliyorsa…

Gazetecilerin eğitim ortalaması ortaokul seviyelerine düşmeye başladıysa…

20 yıl önceye kadar iletişim fakültelerinde eğitim almak için yüzde 1’lik dilime girmek gerekirken bugün bu rakam yüzde 20’nin üzerine çıktıysa…

İktidarlara ya da politikacılara sırtını dayamış, eğitimsiz, donanımsız kişiler kendine gazeteci ve hatta yazar diyebiliyorsa…

Gazetecilerin adı şantaj, tehdit gibi kelimelerle yan yana geliyorsa…

Okuduğun yazılar, dinlediğin haberler hep aynı, yavan ve gerçek sorunları anlatmaktan uzaksa…

Okulda, fabrikada, tarlada, hastanede hakkın yeniyorsa ve bu durum kamuoyunun gündemine yeterince gelmiyorsa…

***

Neden böyle olduğunu düşünmeden edemiyor insan.

Bir lira verip gazete almadığın için,

Çocuğuna gazete okuma alışkanlığı kazandırmadığın için,

Kamu çıkarlarını savunan, dürüst bulduğun, halkın sorunlarını yazan gazetecileri arayıp yüreklendirmediğin için,

İktidarları eleştiren köşe yazarı ya da gazeteci işten atıldığında kıyameti koparmadığın için,

Ana haber bülteninde bile komik, içeriği boş, eğlencelik videolar yayınlanırken, “Bu nasıl haber bülteni kardeşim!” deyip kanalı telefon yağmuruna tutmadığın için,

Yazdıkları nedeniyle özgürlüğü elinden alınan gazeteci için düzenlenen mitinge katılmadığın için,

Yönettiğin kamu kurumunda ya da belediyede gerçekleri yazan, yıllarını bu mesleğe vermiş gazeteciler yerine seni destekleyen, senin güdümünde olanlara destek verdiğin için,

Senin partine hatta senin partinin içinde senin bulunduğun gruba destek veren, gazeteci mi? politikacı mı? olduğu belli olmayanlara prim verdiğin için,

Şantajcı olduğunu bile bile gazeteci olduğunu iddia edenlere “aman bulaşmasın” diye destek sağladığın için,

Kamu çıkarlarını savunan, genç ya da yaşlı ama ilkeli, eğitimli, donanımlı gazeteciler bunları yaşıyor.

Sen de gerçekleri yeterince öğrenemiyorsun.

***

Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü.

Böyle yapmadıysan sana söyleyecek sözüm yok.

Ama hem böyle davranıp hem de “Bu ülkede, bu kentte; özgür, nitelikli bir basın niye yok?” diyorsan,

Nazım Hikmet’in dediği gibi,

Kabahat senin demeye dilim varmıyor ama, kabahatin çoğu senin be kardeşim.