Manisa’da eğitim kampüsü için 19.04.2013 tarihli gazetemizde ‘Veziroğlu Yerleşkesi ve İmar Planı’ başlıklı bir yazı yazmıştık.
Veziroğlu Köyü Alanı’na böyle bir proje için, - göz kararı bir bakışla bile-, drenaj, imar ve tarımsal bütünlük açısından Manisa’nın gelişimine uygun olmadığını düşünmüştük. Ama şehirdeki herkese neredeyse çok iyi bir fikir gibi görünce, ‘herhalde büyük bir yanlış yaptık,’ dedik…
 Yine de uyarmadan edemedik, ‘çok aceleci olmayın, böyle bir yatırım projesinde önceden alt-yapı ve zemin etüt çalışmalarının tamamlanması gerekir,’ dedik…
Nitekim, D.Sİ., ‘burası tarım arazisidir, bir de suyolu üzerindedir,’ diye görüş bildirdi; sulama projelerinin bütünlüğünü bozduğu gerekçesiyle, projeye soğuk yaklaşmışlardı.
Nihayet, jeoloji uzmanları da, ‘Veziroğlu köyüne eğitim alanı yapılamaz çünkü fay hattı geçiyor,’ dediler.
Bu insanlar sahada tecrübeliler, verilerini ortaya koyuyor, yer altı-kayaçları,tabakalarıiyice tarıyorlar; masa üstünde de haritalarını açıp-inceliyorlar; bilimsel yöntemlere göre iş yapıyor, boşa konuşmuyor, RİSKLERİ görüyorlar.
Şimdi;
Bundan sonra hâlâ o bölgelere bina dikeceğim diye yanıp-tutuşan, hatta hatta köylerde ileride nemalanmak için toprağı ‘çevirme’ harekâtına girişenlere artık göz açtırılmasın…(Bunun yerine bol bol GÜNEŞ PANELLERİ kurulacak yerler var. Hatta kademeli bir sistem ile Yunt dağında böyle yerler kurulabilir. Büyükşehir sırasında bu imkânları araştıralım, panel sıra sistemleri için yerleri ayıralım,neden bu konuda çalışılmaz?)
Gediz’i betonlaştıracağım diye talan-vurgun hesapları yapanlara ‘dur’ denilsin.
(Biz Gediz diyoruz ama NİF ÇAYININ DURUMU DA İÇLER ACISI; bu işe nasıl el atılmaz; bu sorunlar için nasıl ortak bir kaygı ve uygulamaya geçilmez aklım almıyor?!!)
Neyse, TİGEM arazisine gelmeden önce Veziroğlu’ ndaki yer için neler yapılabileceğini tartışalım:
Buraya güneş panelleriyle enerjisini üreten, çelik karkas ve ara demir raflarla-açılır kapanır cam sistemleri ile büyük bir botanik bahçesi yapılabilir… Belki içinde ya da yanlarda tenis-yüzme- futbol gibi spor sahalarıyla, restoran-kafeterya işletmeleriyle çok güzel bir gezinti ve eğlence mekânları da kurulabilir…
Ya da burada damla sulama sistemiyle seracılık sistemine geçilebilir;(sera işinde de pahalı ürünler seçilmelidir.)Ayrıca yeşillik ve spor sahaları yapılabilir, hatta bahçeli-çiftlikli pansiyonlar açılabilir.
…Seralarda-yeşillik alanlarda, Gediz-Sanayi deresi, hatta hatta Gürle bağlantılı bir kanal sistemi düşünülebilir ki,arada organize sanayinin arıtma tesisinden bağlantı yapılıp, bir küçük gölet içinden seyreltmeyle daha da berrak su elde edilir ve ağaçlandırmada kullanılabilir…

Ali Rıza Çevik Orta Okuluna da bina destek ve ek inşaat için ihaleye çıkılmış…
E ne var bunda diyeceksiniz?...
Biz de diyoruz ki, ihaleye çıktığınız tarihe bir dikkat edin yahu!...
Şimdi sormak gerekir keşke şu ihaleyi dört-beş ay önce bitirseydiniz ya!... Okulun son döneminde zaten öğrenciler azalıyor; kazmayı mayıs’ta vursan, yaz aylarında birçok iş biterdi. Öğrenciler de bu sene derslerine burada devam ederlerdi.
Şimdi ne olacak, bu okul SBS ‘de Manisa’ nınyüzakı okullardan biri; bu ihale sürecine göre belki ilk yarı hatta belki tüm sene okul rahat bir eğitim veremeyecek…
Peki sormak gerekmez mi, sen hangi akla uyarak böyle bir karara varıyorsun?..
Ha bir de Ali Rıza Okulu’na ek bina yapma mecburiyeti var mı, söyleyin; mahalle ve çevre nüfusuna göre okulda eğitim gören çocuk sayısı gayet uygun, ilerisi için de şu an için sorun yok.
Hayır, söylemek istediğim yeni imar planı ortaya çıkar ve bununla uyumlu bir adım atarsınız anlarım…
Zaten biz daha baştan, Manisa için bir imar planının hazırlanması gerektiği üzerinde durmuştuk. Eğer bu süreci diğer siyasi partiler ve Belediye kurmayları, halkla içice, daha iyisini bulabilmek için birlikte çalışabilselerdi, yani iyi niyet ve ortak akıl devreye girebilseydi,planın hazırlanması sırasında ya da taslak ortaya çıktıktan sonra eksik-gedikleri için ayrıca mesai harcanırdı.
İmar planı olmadı, tamam… Ama Ali Riza Çevik örneğinde olduğu gibi şimdi de olup-bittiye getiriliyor bazı işler;
Bakın oraya okula ek inşaatı nereye yapacaksınız ve bunun gerçekten aciliyeti var mı; bence soru işareti!
Hiç inanmak istemiyorum ama birisi bana şöyle fısıldadı; Büyükşehirle birlikte belki ihale sürecinde bazı şartnameler ve fiyatlar sonradan değişir, takvime bir de öyle bak!
Ben hiç inanmıyorum bu söylentiye. İnanmıyorum çünkü okul inşaatları için zaten bir PLANLAMA TAKVİMİMİZ YOK!... Sık Sık okul inşaatlarında çatı onarımlarını dahi eylül de yapan bir ihale yürütme zihniyetimiz var… 
Kısaca söylemek istediğim şu,’ Canım kardeşim keşke şu çatı onarımı işlerini yazın yapıverseydin olmaz mıydı?’
Üç:
İnsan kaynağının yetiştirilmesi bekletilmeye gelmez, diye düşünüyoruz.Ama gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında aptalca bir eğitim sistemimiz var, bunu da bilelim!
Kısaca eğitim işini basmakalıp kurallara, uygun olmayan fiziki şartlara, hatta saçma-sapan bilgi ağırlıklarıyla öğrencilerin beynini yormaya getirmeyelim.
Ancakarada birManisamızdagüçlü eğitim kurumları ve mesleğine inanmış insanlar çıkıyor. Bir örnek Manisa Fen Lisesi!...

Ama tabii bu görüşler ilk akla gelenlerdir, söylemek istediğimiz bu bölgeyi bir bütün olarak görebilmektir, planlama böyle yapılmalıdır;
Bakın Muradiye’den başlamak üzere Güzelbahçe’ ye kadar, Yunt dağına; bu tarafta isebir yön: Stat, Laleli-k!.. Yeni Mahalle, havza Sultan, Eski Stat’a gitmek üzere minyatüren- tarihi bir lokomotif,turistik çuf-çuf trenlerin işleyeceği ray hattı bile döşenebilir.
Ama unutmayın buradan fay hattı geçiyor; neyapacaksanız yapın orayı betonlaştırmamak üzerinden işi götüreceksiniz!
Şimdi gelelim TİGEM lise arazisine;
Proje aşağı-yukarı belli gibi; 150 dönümlük bir yer eğitim kampüsüne ayrılacak. M.E.B  ödeneği de hazırmış; tamam…Ancak bu işi hastane inşaatı gibi komplike ele almak gerekir; -burada kat yüksekliğini sınırlamakta cimrilik yapmanın gereği yok; akşamüstü karanlığı erken indiği için ışıklar erken yanacak, her şeyi tasarruflu ve mümkünse kendi elektriğini üretme çaresi aramak lazım.-
Ayrıca TİGEM’ de eğitim kampus inşaatına başlamadan ciddi bir şekilde taban su debisini inceleyin; büyük ihtimalle su kaynakları var orada; projede su kullanımında kendi-kendine yeten; kuyuların havuza dönüştürüldüğü kapalı geniş bir yer altı deposu, -bir de soğuk hava deposu- hatta binanın, -yangın söndürme gibi- kritik öneme sahip yerlerle vana bağlantısını yapılmış –hazır- küçük bir devir santralini kurmak iyi olmaz mı?..
Bizce bu tür komplike yatırımlar için güçlü-büyük şirketlere iş ihale edilirse doğru olur. –Oraya harcanacak para için kılı-kırk yaran ince hesaplarla ihale gerçekleşme sürecini tehlikeye atacak fiyat tespiti yapılmasın…-
Bunları yazıyoruz da çok şey bildiğimizden mi, elbette ki hayır!... Ama uluslar arası örnekleri görüyoruz. Oralarda ne yapılıyor nasıl işler yürüyor biraz biliyoruz. Yeter ki öğrenme hevesiniz olsun, internetten bakın, üniversitelerden sorun; örneklerden yola çıkıp bölgesel kalkınma-gelişme planlamalarını inceleyin…
Biz bu öneri sıralarken öncelikler ve risk analizi üzerinden üç konu bizi ürkütüyor.
Bir:
Bakın, 99 depremini hatırlayın; ayrıca elimizde çok ciddi bir şekilde önemsememiz gereken Afet Yönetmelikleri var;Manisa’ nın tarihi deprem risklerini öğrenin, hatta güncel haberleri izleyin, felâketlerle karşı karşıya kaldığımızda ah-vah etmemek için önlemimizi baştan almaya çalışalım, diyoruz…Bu afet belki bir kez olur, elli-yüz yılda yaptığımızı yerler-bir eder; insan hayatı kadar hiçbirşey önemli değildir, üstelik bütün üretim-su kaynakları-enerji sistemleri etkilenir.
Bu risk faktörlerini ciddiye almalısınız, diyoruz.
İki:
Planlama zafiyeti ve bölgesel-bütüncül bakış açısındaki minyonluk, yani kısa vadeli düşüncelerle imar-planlamalarının yapılması bizi üzüyor; denetimsizlikler ve bütçe verimsizlikleri de ona keza!…
Uzağa gitmeyelim, yanıbaşımızdaki bir örneği verelim şimdi. Basit bir ihale ilanı;

Fen Lisesi Müdürü Sayın Tayif Çekim, bu yıl 52 öğrencinin mezun olduğunu belirtip 28’inin LYS’ de ilk on bin sıralamasına girdiğini söylemiş.
Beş öğrenci de ilk bin’de…
Fen Liseleri daha fazla bilimsel çalışmayı gerektiren okullardır. Doğanın dönüşüm gücünü ve dönüştürücü gücünü anlamak içinellerinin altında bu ‘doğa şartlarını formüle’ edecek laboratuar aletlerinin olması lazım.
Bu bilimsel anlayış ancak, deneme-araştırma ile elde edilir; öğrencilere bu imkânı vermek lazım!
Sayın Müdürün açıklaması şöyle:
‘’Okulumuz mezun ettiği 52 öğrenciden aralarından Boğaziçi, ODTÜ, İTÜ, Ege, Dokuz Eylül, gibi üniversitelerin de bulunduğu 21 tanesinde tıp fakültesi,ne, değişik branşlardaki mühendisliklere, hukuk ve eczacılık fakültelerine, diş hekimlikleri bölümlerine yerleşmişlerdir. Manisamızın YGS ve LYS de Türkiye genelinde olması gereken yeri bulabilmesi için daha öncede belirttiğimiz gibi okulumuz üzerimize düşeni yapmaktadır ve yapacaktır… Bunu da elde etmiş olduğu başarı ile göstermiştir. Bu konuda da Manisalıların desteğini bekleyen okulumuz Manisa Fen Lisesi’ ne sahip çıkıp SBS ‘de başarılı öğrencileri okulumuza göndererek veya yönlendirerek bu başarı çıtasının arttırılmasına katkı sağlamalarını beklemekteyiz.’’
Hem Manisa Fen Lisesi ve genel olarak eğitim kurularımıza destek olmak, hem de idealist öğretmenlerin görevlerini layıkıyla yapmalarına vesile olmak adına;
EĞİTİM KURUMLARININ FİZİKİ ALT-YAPISINI VE DONANIMINI EN İYİ ŞEKİLDE SAĞLAMAK öncelikli görevlerimiz arasındadır…