Klinomani, kişinin yataktan çıkmama isteği olarak tanılanan bir hastalıktır. Bir kişinin kapalı havalarda ya da havanın soğuk olduğu durumlarda yataktan çıkmak istememesi çok doğaldır. Ancak klinomani tanısı olan kişiler çok güzel havalarda dahi yataktan çıkmak istemezler.

Kısaca klinomani kişinin yatakta vakit geçirmeyi çok sevmesi ve yatağında vakit geçirmeye ihtiyaç duymasına yol açan bir rahatsızlıktır. 
                                               
Bu kişiler günlük hayatlarında yaşadıkları stres, kötü olay ve olumsuz durumlarda hemen huzur bulabilmek adına yatağına gitmek ve burada vakit geçirmek ister. Bu psikolojik rahatsızlığa yakalanan bir kişi yastık, yorgan gibi vücudunu saran alanlarda kendini güvende hisseder. Bu bölge kişi için rahim gibi koruyucu bir alandır. Bu yüzden de her durumda kişi yataktan çıkmak istemez.

Dışarıdan bakıldığında, yatakta olmanın verdiği zevk sorun değil gibi görünebilir. Bununla birlikte, yatakta kalmak bir öncelik olduğunda, hastanın yaşamı üzerinde aşağıdaki gibi zararlı sonuçları olabilir:

Güç ve motivasyon kaybı; Yatakta geçirilen her süre gücümüzde ve motivasyonumuzda eksilmeye neden olacaktır.

Zaman kaybı; Haddinden fazla yatakta vakit geçirmek gün içerisinde yapmamız gerekenler için elimizde olan süreyi boşa harcamamıza neden olur.
Tembellik; Yatağa olan bağımlılık ileri seviyelerde tembelliğe yol açar ve yaşantımızı alt üst eder.
Asosyal Yaşam Tarzı; Zamanının çoğunu yatarak geçiren bir kişiden sosyalleşmesini beklememiz yersiz olur.
Üzüntü ve çaresizlik; Bir süre sonra Klinomani hastası insan elinden birşey gelmediğini farkedecek ve çaresizlik içerisinde üzüntüye kapılacaktır. 
Tedavisi mümkün mü? 

Kişinin kendini işlevsel hissettiği bir yaşam tarzı seçmesi gerekir. Yaşamlarında zorluklar olan kişilerin zorluklarla baş etmek için yakınlarından destek alması, bu konuda yeterli desteği yoksa uzman yardımı alması yararlı olur. Kişinin iş yaşamı kadar dinlendiği, mola verdiği tatil süreçlerine de dikkat etmesi, kendine zaman ayırması bu riski azaltır.

Kişinin yaşamı (geçmişi, bugünü, geleceği) yorumlayış biçimi de kendini mutsuz ve depresif hissetmesine neden olabilir. Bu nedenle şema terapi ve bilişsel davranışçı terapi başta olmak üzere terapilerin kişinin düşünce dünyasını ele almada ve gereken değişme ya da esnemelerin yapılmasında önemli rolleri vardır.”