Kurumuş bir dal düşmemek için direniyorsa, ey hayat daha yolumuz uzun.
Proletaryanin direnişi çoğu zaman kurumuş dalın direnişine benzer. Biz zavallı insancıklar yıllarca artı değer'in insan üzerinde ki felsefesini çözmeye çalışırken bir gün Karl Marx amcanın şu sözüyle karşılaşırız.
 Yazık yazdığım kitaplar ısınmak için sobada, işçileri savunmak için yazdıklarım burjuva patronların elinde ve yazdıklarım içtiğim tütünü bile karşılamaya yetmiyor.
Ne ironi ama insanı tahayyül âleminde sallayan ruhunu hırçın rüzgarlara savuran derin bir yara açılır belleğimde. 
Bir yanda mülteci sorunları, bir yanda ülkenin enflasyon sorunları bir yanda kendi ekmek kavgan.
El ele, kol kola verdiğimiz kavgada herkes kendi safında. Düşüncesinin karşısında hareket ediyor kimi zaman. Ah yazık şu dünya insanın verdiği elem dolu emeğe.
Yazık kin ve nefretle beslenen benliğimize. Utanma eylemini kaybettiğimiz çağımızın medeniyetine.
Kahpece vuruldugumuz kapitalizm. Tutsağı olmaktan kurtulamadıgimiz kapitalizm. Realist düşüncenin pragmatist yaklaşımı icsellestirdigimiz kapitalizm.
Bir çok teori ve varsayım sayabilirim bunun üstüne ama yetmez biçare yenik düşen yetimin çaresizliğine.
Ah zaman, öğrenirken takındığın cesareti çözdükten sonra takinmaktan aciz düşen bedenime isyan ediyorum.
Ne çok ölü gördüm, ne çok susturulan ve pusuda acizce tokezlemeni bekleyen.
Cümleleri oyuncak haline getirip savuran ben.
Ey zalim zaman, ey zalim hayat, ey zalimle... Görmeden inandığın onca şey varken gördüğün zalimlik karşısında susan sen, sonra geçip karşıma kahramanca ağzını doldurarak böbürlendigin kibrin. Kibir ne alaycı bir kelime.
Ah zaman kanattin yaralarımı, açtın cehennem çukurlarını.
Cahil cahildir anlamaz politikayı, okumuş kapitalizmin bağlı köpeği. Ne aptalca bir ironi, çıkmaya çalışırken beynimin bana kurduğu labirent hücresinden şimdi bir paradoksun içine attım kendimi.
Beynim bildiği, öğrendiği herşeyi kalbine sindirmeyi öğretiyor. Dinginlestikce zamana karşı içimdeki hırçın çocuk vahşi bir jaguara dönüşüyor. Parçalama iştahım kabarıyor. Ve  bir yılan gibi uyuyorum, büyüyüp yutabilecegim günü bekliyorum.

Zamana Notlar.