6 Şubat depremlerinin ardından bir çok vatandaş tarafından fay hatları ve deprem riski en yüksek bölgeler sık sık araştırılmaya başlandı. Türkiye'de ciddi bir deprem üretme potansiyeli olan Yedisu Fayı ile ilgi uzmanlardan sık sık uyarılar geliyor. En son yaklaşık 250 yıl önce kırılan fayın, 250 yıllık periyodunun dolduğu ifade ediliyor. 6 Şubat depremlerinde kırılmayan bu fayın büyük bir depreme gebe olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Naci Görür, “En son deprem 1790’larda olmuştu. O tarihten bugüne kadar geçen süre, fayın tekrar deprem üretme zamanının geldiğini gösteriyor” dedi. 

Bölgede deprem hazırlıkları yetersiz

Yedisu Fayı’nın geçtiği bölgelerde deprem hazırlık çalışmaları yürütülürken, Prof. Dr. Naci Görür tehlikenin her geçen gün yaklaştığını belitti. Geçtiğimiz yıl Bingöl’de kazılan hendekler ile fay hatlarının deprem üretme potansiyelinin araştırıldığı bir çalışma başlatmıştı. Bu çalışmaların ardından Görür’e göre bölgedeki önlemler yeterli değil.

“Yedisu fayı deprem üretmeye hazır”

Sözcü TV’ye konuşan Prof. Dr. Naci Görür, fay hattının durumu ve potansiyel tehlikeleri hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Görür, şunları söyledi:

Salihli Kızılay’da Cüneyt Musal güven tazeledi Salihli Kızılay’da Cüneyt Musal güven tazeledi

“Yedisu Fayı’nda 250 yıllık bir deprem periyodu var. En son deprem 1790’larda olmuştu. O tarihten bugüne kadar geçen süre, fayın tekrar deprem üretme zamanının geldiğini gösteriyor. 1939 Erzincan depreminde bu kesim kırılmadı. Şimdi ise kırılmaya hazır ve daha tehlikeli bir hale geldi. Üstelik 6 Şubat depremleri bu bölgeye enerji transfer etti. Türkiye’de yakın zamanda büyük bir deprem olacaksa, bunun burada olma ihtimali oldukça yüksek.”

“Biz bilim dünyası olarak daha ne yapabiliriz?”

Prof. Dr. Görür, bilim dünyasının yıllardır bu bölgeye dikkat çektiğini belirterek, yetkililere yapılan uyarılara kulak verilmediğini dile getirdi:

“Erzincan ile Karlıova arasında yer alan Yedisu Fayı’nın büyük bir deprem üreteceğini uzun süredir söylüyoruz. Yıllarca Maraş, Malatya ve Hatay için de uyardık ama dikkate alınmadı. Deprem riski yüksek bölgeler hakkında bilimsel raporlarımızı her düzeydeki yetkililere ilettik. Biz bilim dünyası olarak daha ne yapabiliriz?”
 

Kaynak: HABER MERKEZİ