Merhaba değerli dostlar.
Devlette devamlılık esastır.
Bu esasta, devleti idare eden insanlar, yaptıkları görev gereği, görevin önemine ve makamın ağırlığına göre devleti düşünerek görev yaparlar.
Gerçek devlet adamlığında, makamların geçici olduğunu bilen insanlar, yerine gelecek devleti idare eden şahısa mektup bırakırlardı.
Bu mektup mühürlü ve de gizlilik arz eden devlet sırrıdır.
NE İDİ BU MEKTUBUN SIRRI?
VALİ; Görevi bitiminde bulunduğu ilin genel durumu hakkında.
Yaşayan insanlar, devlete bağlılığı, savaş anı, barışta, her alanda kimler devlet için faydalı kimler zararlı, kimler menfaatçi, kimlerle tavla oynanır, bu yakınlık istismar edilmez.
Kimler kazancının, servetinin bu ülke sayesinde kazanıldığını bilir inanır, gerektiğinde servetim devletime feda olsun zihniyeti taşır. Kimler,
Halkın âkil insanı, halk tarafından sözü dinlenir,
Yani aklınıza gelebilecek devleti ayakta tutmak için kötü zamanlarda Savaş'ta, yangında, depremde halkı örgütleyen kişiler var mı?
Bu kişiler, devleti idare eden makamların devlet adına güvenilir gölge yöneticileri eskiden var mıydı vardı.
Olası bir savaşta bu tipteki insanlar gelir devletin idare yerlerine oturur devleti temsil edenlerle çalışır planı vardı.
Çünkü Vali'den Komutandan daha çok tanıyor kendi toplumunu.
Tayini çıkan vali bu mektubu bırakır gelen valinin işini kolaylaştırır, devlet işleyişi zaman kayıp etmeden devam ederdi.
Şimdi böylemi bilmiyorum.
Hiçte sanmıyorum.
Gelen valiler iktidar tarafından atanan belli görüşün temsilcileri gibi olduklarını belli edenler var.
Halkın bütünleşmesi için, beraberlik ortamını sağlamak, yazdığımız konulara haiz insanlarla bir araya gelip böyle plan yapılıyor mu hiç sanmıyorum.
Halk valisini tanımıyor.
Polis müdürünü tanımıyor.
Halk ilindeki askeri komutanını tanımıyor.
Oysaki Türk töresinde böyle değil idareciler halkın içinde olmalı.
İrtibatları onları atayan hükümetin görüşü ile irtibatlı olan parti temsilcileri ile değil.
Olmaz olmamalı.
Bundan 30 yıl önce, her köyün ve her ilçenin durumu bilinir ona göre hareket edilirdi.
Yani ağrının Diyadin ilçesine bağlı bir köyünün devlete olan bağlılığı bilinir, o köyden askere giden bir erin dahi devlet sırrı olan yerde çalıştırıla bilir bilgisi ile asker yapılırdı.
Bunlar doğru muydu.
Evet çok doğru.
Hele teknolojik bir dönemde daha dikkatli olunması çok çok önemlidir.
Baştan böyle devam edilseydi, ne 15temmuz olurdu, ne pkk, ne Fetö nede diğer bölücüler bu ülkeye bu kadar zarar verebilirdi.
BİR DÖNEM
Hakim, savcı vatandaşı yargılıyor, vatandaşa yurtdışına çıkış yasağı kararı veriyor.
Sonra devlete karşı suç işleyen bu hakim savcı yurtdışına kaçıyor.
O vatandaşın kararı öyle duruyor.
Bu devletin her kurumunda oldu.
Devletimiz yeniden bu mağduriyetleri gidermeli.
Devletine bağlı olan namuslu insanların, bu haklarını vermeli.
İnce eleyip sık dokumalı.
Devlet millet kaynaşması yeniden en üst seviyeye çıkarılmalı.
Devletin memurları, yöneticileri tarafsız olmalı.
Hiç bir partinin mensubu olmamalı.
Bu sistem her kurumda sağlanmalı.
Gelecek bizim ülkemizin önderliğinde olması arzusu ile
Yeniden kardeşlik.
Yeniden bütünleşmek.
Yeniden her Türk asker olmak zihniyeti aşılanmalı bütünleşmek dileği ile.
Dil, din, ırk, düşüncesini aşıp bütün olmalıyız.
Yoksa bu coğrafyada yaşamak zor.
Hepimiz yok oluruz.
Eskiden ülkemiz daha zayıftı, ama ABD bile bizden korkardı. Çünkü halk bütünlüğü vardı.
Herkes vatanı için ölmeye hazırdı.
Kusura bakmayın şimdi böyle değil.
Birbirimizi sevelim bir olalım, ülkemize sahip çıkalım.
Yine birbirine mektup bırakan idareciler dönemi olması dileğimle,
Kalın sağlıcakla.
BIRAKILAN MEKTUP
Muğdat Gündoğdu
Yorumlar