Mevlânâ Celâleddin Rûmî, İslâmiyet’i ve tasavvufu güzel bir şekilde öğrenmiş, sohbetleri ve eserleriyle bir çok insana rehberlik etmiş büyük bir İslâm âlimi ve velîdir. En önemli eseri Farsça ve altı cilt olarak kaleme aldığı Mesnevî’dir. Mesnevi'de hikayeler aracılığıyla öğütler vermiştir. İşte bu hikayelerden biri 'Ağzına yılan giren adam'... Bu hikayede dış görünüşten ziyade içe bakılması gerektiğini vurgulamış Mevlana

Hikayeyi okurken kendi içimize bakıp neler bulacağız acaba?  

Ağzına Yılan Giren Adam Hikâyesi

Adamın biri sıcak bir günde tarlada çalışıp yorulmuş ve bir ağacın altında uyumuştu. Derken küçük bir yılan gelip onun ağrından girdi ve midesine yerleşti. Uyuyan adam ise bunun farkında değildi. Ancak silahlı bir asker bu durumu uzaktan görmüş ve adama doğru koşmaya başlamıştı. Bu esnâda uyanan adam kendisine doğru koşan askeri görünce onun kendisine zarar vereceğini düşünüp kaçmaya başladı. Adam kaçıyor, asker de peşinden kovalıyordu. Bir süre sonra adam yoruldu, koşmaktan terlemiş ve midesi karışmıştı. Midesindeki yiyecekleri çıkardı, bu arada yılan da çıkmış oldu. Asker onun yanına gelince adama: “Benim gâyem sana zarar vermek değildi, yorulup istifrâ etmen ve yılanın tehlikesinden kurtulmandı” diyerek durumu açıkladı.

Kıssadan Hisse

Mevlana bu hikaye, akıllı bir insan dış görünüşe aldanmaması gerektiğini vurgulamış. Dış görünüş her zaman bize doğruyu göstermezi. Ön yargılardan arınmak gerekir. Çünkü dış görünüş itibarıyla bize kötü görünen şeyler iyi olabileceği gibi iyi olarak isimlendirdiklerimiz kötü olabilir. Tıbkı Mevlana'nın da dediği gibi  “

"Nice tatlılar vardır ki şeker gibidir, fakat o şekerin içinde zehir gizlidir.”
 

Kaynak: Derya Öztürk