Üçüncü boyut olarak nitelendirdiğimiz bu dünyayı ancak dualite ile algılayabiliyoruz. Yani herşey zıttı ile vardır. Buna kaos ve düzen de dahildir. Bu ikisi arasındaki bağlantı , bizlerin dünyamızı algılamamız ve   anlamlandırmaya  çalışmamızla yakından ilgilidir. Kaos, belirsizlik, karmaşıklık ve tahmin edilemezliktir.  Düzen ise yapı, sistem ve kontrolle bağlantılıdır. Bu iki kavram gerçekte  zıt olarak görünse bile ikisi arasında denge kurulduğunda birbirini tamamlar. Kaos ve düzenle alakalı Berger’ Yaratıcılık Teorisi şöyle diyor; "Ortada ince bir çizgi düşünün bir tarafında düzen, diğer tarafında kaos vardır. Kaosa düşerseniz kaybolur gidersiniz, düzen de yaratıcılığı öldürür. Yaratıcılık tam ortadaki ince çizgidir, orada yürüyün."
Kaos, savaşlar, ekonomik krizler veya doğal afetler gibi toplumsal olabileceği gibi bazen de şahsi hayatlarımızda bireysel kaoslarda olabilir. Aynı şey düzen içinde geçerlidir. 
Biz insanlar yapımız gereği pek konfor alanımızdan çıkmak istemeyen canlılarız. Kaosla mücadele etmek ve düzenimizi korumak için çaba gösteririz. Oysaki tam anlamıyla bir kaos veya tam anlamıyla bir düzen yoktur; her ikisi de döngü halindedir. Önemli olan, bu ikisi arasında bir denge kurabilmemizdir. Yeninin oluşabilmesi ve daha üst versiyonumuz haline gelebilmemiz için hayatlarımızda kaos yaşayabiliriz. Bu durumu Şems'in hepimizin de bildiği meşhur sözü çok güzel anlatmıştır. "Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?"