Yanılmıyorsam 2017 yılında bir arkadaş toplantısında konu nasıl oraya geldi hatırlamıyorum ama bir arkadaşımız bize şöyle bir cümle söyledin: ‘Biliyor musunuz ben toplumsal ahlakı reddediyorum’. 
Çoğumuzda soğuk duş etkisi yaratan bu cümle sonrasında toplum içerisinde olan çarpıklıklarla ilgili örnekler vermeye başladı. 
Her ne olursa olsun yanlış ifade ettiğini ve hukuk ya da yazılı olmayan toplumsal kurallar nedeni ile yanlış yapan kişinin hem toplum tarafından kınanacağı hem de işlediği suç nedeni ile hukuksal karşılığı olan cezayı alacağını söyledik. Aslında biraz üste çıktık diyebilirim. Dolayısı ile konu hakkındaki ısrarından oy çokluğu ile vazgeçirdik. 
Ya da biz öyle sandık…
Aradan tam 8 koca yıl geçmiş. Bu geçen süre benim 2017 yılında savunduğum tüm değerleri alt üst etmeye yetti.
Çocuklara karşı işlenen suçları daha çok duyar ve izler olduk. Hangi ildeydi hatırlamıyorum. Mahallenin tüpçüsü ofis olarak kullandığı mekanın arka bölümüne ses geçirmeyen bir yalıtım yapmış. Yaşları 8 ve 12 olarak değişen kız ve erkek çocuklarına senelerce tecavüz etmişti. Cezasını aldı ve hapiste. Ancak senelerce istismar edilen çocukların ruh sağlığı gelecekte nasıl olur. Onlar nasıl çocuk yetiştirir. Toplumda yer edinebilmek için nelerden feragat eder. Bunları bilemiyoruz. O küçücük çocukların dünyasında nasıl bir arka bahçe var. Biz hiçbir zaman bilemeyeceğiz.

İtiraf edelim hepimiz gündüz kuşağındaki programları takip ediyoruz. Hatta yaşanılan olayları şaşkınlıkla izliyoruz. 

Bu toplumun marjinalleri aslında entelektüeller değil sabah kuşağında izlediğimiz hayatlardır. Bu da kayıtlara geçsin.

Müge Anlı, o programı yapmıyor olsaydı eğer yaşadığımız toplumda ’bu da mı olmuş artık’ diyebileceğimiz bir vaka olmazdı diye düşünüyorum.

Durumlar çok çok vahim gerçekten de. Muğla’da bir üvey baba evlendiği kişinin çocuklarına sistematik biçimde istismar ederek şiddet uyguluyor. En acısı da öz anneleri de bu konuyu biliyor.
O da yetmemiş kendi öz çocuklarını istismar ediyor. İnsan aklının tasvir etmesinin imkansız olduğu bir vaka…
Nereden bakarsanız bakın toplumsal ahlakı sorguladığınız, bu çocukları kurtarabilmek için ne yapabiliriz dediğiniz bir an yaşıyorsunuz. 
Bu çocukların yaşadıkları acıları unutturabilir misiniz?
Peki ya daha kaç çocuğun hayatı daha kararacak? 
Bilenler bilir Maslov’un, yaşam ihtiyaç piramidinin ikinci katında insanın güvenlik ihtiyacı bulunur. Eğer kişi güven duymadığı bir ortamda yetişiyor ise piramidin üst kısmında yer alan kendini gerçekleştirme basamağına çıkamaz. Dolayısı ile büyüdüğünde iş güç sahibi olma ya da özel hayatını yönetme konusunda ciddi sıkıntılar yaşar. 
Bu toplumun, sağlıkları yerinde kendini gerçekleştiren bireylere ihtiyacı var. Çocuk çocuktur. Rıza gösterme ehliyeti yoktur. Travmalı yetişen bir neslin çoğalması toplumsal olarak da büyük sorunlara yol açacaktır.

Türkiye’de, tüm bunlar yaşanırken 3 Haziran 2024 tarihinde ABD'nin Louisiana eyaletinde tarihi bir karara imza atıldı. Louisiana eyaleti mahkemelere çocuklara cinsel istismardan mahkum olanlara cerrahi hadım cezası verme hakkı tanıyan ilk eyalet oldu.
Mahkemenin, Kamu Güvenliği ve Ceza İnfaz Kurumu'ndan bir doktor tarafından gerçekleştirilecek prosedürden en az 60 gün önce sanığın hadım edilmeye uygun olduğunu belirlemesi gerekecek.
Gündemi meşgul eden sokak hayvanlarının uyutulma meselesinde yurt dışı modellerinin uygulanması nasıl gündeme geliyor ise hadım yasasının da hiç zaman kaybetmeden gündem olması gerekiyor.
Bu dönemde olduğu gibi milattan önce de durum hakkında bir takım önlemler alınmış. 
M.Ö Hamurabi Kanunları diyor ki: Eğer bir erkek ırza tecavüz eder ya da öldürürse ölüm cezası alır ya da hadım edilir.
Ne ağır kanunları varmış Hamurabi’nin dediğinizi duyar gibiyim. Demek ki M.Ö ‘de aynı yanlışlar yapılıyormuş. Eski de olsa kanun kanundur.
Zararı dokunanlar bir gün hapis oldukları yerden çıkacak ve yeniden bir hayat yaşayacaklar. Bu insanlar hakkında sadece hapis cezasının yeterli olmadığını hepimiz bal gibi biliyoruz. Yasaya yeni bir madde eklenerek bu insanlar için artık hadım edilme konusu konuşulmalı ve uygulanmalıdır. Yapılması gereken şey toplumun şekillenmesi konusunda gerçeklerin korkmadan konuşulmasıdır. 
Hadım yasasını konuşmaktan korkmayın. Dümdüz olması gereken bir seçenektir.
Yan komşunun evi alev almış yanıyorken unutmamak gerekir ki o alev sizlerin, bizlerin evlerine de sıçrayacaktır.
Yazıyı okuduktan sonra iyi düşünün. Toplumsal ahlak sizce de sorgulanması gereken bir konu değil mi?
Eğer cevabınız evetse hadi bakalım kalabiliyorsanız,
Sağlıkla Kalın.