Sultan Abdüllaziz’in hazin yaşamı ‘Doğunun Limanları isimli kitapta kısa bir şekilde yer almış ve ilk okuduğum da hiç kimse böyle bir sonu hak etmiyor diye düşünmüştüm.

Ne yazık ki yaşayacak daha çok günü varken iki bileğini de keserek güya intihar etmişti.

Tarihçilerde benim gibi intihar olmadığını düşünüyorlar zira iki el bileklerini de aynı anda kesmesi çok mümkün görünmüyor.

Osmanlı İmparatorluğunun son demlerine büyük katkısı olan ve sadece 15 yıl boyunca devletin başında kalabilen Abdüllaziz’in, trajik vefatı üzücüdür.

Onun döneminde ilk kez posta pulu basıldı ve Bank-ı Osmani-i Şahane açıldı, Osmanlı Donanması'na ilk zırhlı savaş gemisi katıldı, Sanayi Okulu açıldı, Darülfünûn (İstanbul Üniversitesi) faaliyete geçti. Galatasaray Lisesi açıldı, Divan-ı Ahkâm-ı Adliye (Yargıtay) kuruldu, Şura-yı Devlet (Danıştay) kuruldu, Kız Öğretmen Okulu, Maden Mektebi ve Darüşşafaka açıldı.

Açılan okullar ve yapılan yatırımlar incelendiğinde eğitim, adalet ve ordu konusunda hassas bir yaklaşım sergilendiği ortaya çıkıyor.

Abdüllaziz, güreş, cirit, av ve bilek güreşi sporlarına meraklı ve bakışları ile dikkat çeken yakışıklı bir sultandır. 3. Napolyonun eşi öjeninin kendisine olan yasak aşkı da, sultanın Fransa’ya davet edildiği resim sergisinde başlamış olup Sultanın vefatı sonrası kraliçenin yeniden İstanbul’a gelerek Sultan Abdüllaziz’in oğlunu görmek istemesi ise bu aşkın tescilidir.

Bu aşk ile ilgili yazıları okurken insan şunu soruyor kendine, ya şartlar başka olsaydı…

Sultan Abdüllaziz’in hükümdarlığı boyunca yaşadığı en belirgin sorun sürekli Sadrazam değişikliği yapmasıydı. Devlet-i Aliye’nin yönetimindeki en önemli makam olan Sadrazamlık, otorite gücünün doğru kullanılması ile ülke topraklarının içte ve dışta korunabilmesi için kıymetli bir makamdı. Bu makamda sürekli yapılan değişiklik bazı taşların doğru yerlere oturtulması ile ilgili sorunlar yarattı. Elbette tüm bu yazdıklarım kişisel analizimdir.

Bazı tarihçiler Sultanın yaptığı aşırı harcamalardan dolayı devlet gücünün zayıflaması olduğunu ifade etse de asıl nedenin Saltanatın en önemli bacağı olan sadrazamlık makamında güven duyulacak isimlerin bir türlü bulunamaması yatmaktadır.

Döneminde yaşanan önemli olaylardan bir kısmı ise Rusya ve Avrupa devletlerinin kışkırttığı Balkan isyanlarıdır. Tabi işin içinde Girit ve Balkanlardaki ayaklanmanın başlaması Osmanlı Devletinin son demlerine damgasını vurmuştur.

Hükümdarlığı süresince sık sık ülke içi ve ülke dışı temaslarda bulunmuş geziler düzenlemiştir. I. Selim'den sonra Mısır'ı ziyaret eden ilk ve tek Osmanlı Padişahı'dır.

30 Mayıs 1876 Darbesi ile tahttan indirilmiş olup gözaltında bulundurulduğu Feriye Sarayı'nda 4 Haziran 1876 tarihinde bilekleri kesilmiş olarak ölü bulunmuştur.

Bizler, Fatih’i ve Sultan Süleyman’ı konuştuk hep. Sultan Abdülaziz, Osmanlı Devletindeki tüm bu kargaşalar yaşanmasaydı belki de kullandığı diplomasi dili ile bugün daha çok konuştuğumuz bir sultan olabilirdi. Çağ açıp, çağ kapatacak zamanının olmayışı hikayesinde yaşadığı trajik durum kadar üzücüdür.

 Sağlıkla Kalın.