618 bin kelimeden oluşan
Bir dil.

Her Allah’ın günü
Bir kuyumcu isçiliği titizliğinde
Çalışarak,
Daha doğrusu iğne ile
Kuyu kazıyarak.

Bir askeri disiplin ile kelimeleri sıraya
Dizerek;
Anlam yitirmeden,
Ne demek istiyor? Diye düşündüren,
Bilgilendiren,
Muhataplarını ilgilendiren,

Zaman zaman
Tebessüm ettiren.
Vay anasına! Sözünü ağızlardan çıkaran.
Ne yazmış be! Övküsünü
Mazhar olan,
Yine sallamış! Dedirten yazı
Yazmak kolay değil.

İsim bu benim!
Her sabah
Kalkar gökyüzünü maviye,
Ormanları yeşile,
Tarlaları sarıya boyarım!

Ağaçları,
Ruhunuz hoş olsun diye
Çiçeklerle bezerim.

Kimilerinde karabasanı olurum.
Bir gece ansızın rüyalarına
Girebilirim!

İnşaat,
Makine,
Endüstriyel
Bilgisayar mühendisi değilim

Çimento, kum kireç,
Demir katmadan,
Anlayacağınız
Hiçbir meta kullanmadan
Yazılardan eserler inşa ederim!
7 şiddetinde deprem yaratır da,
7 şiddetinde depremde dimdik
Ayakta kalırlar!

En çok aşk’ı, sevdayı
Tarif ederken
Kelimelerin kifayetsiz kaldığını
Tarifsiz kederlere düştüğüm
Hissiyatına kapılırım.

İçimdeki ustaya;
Sevda ne yana düşer,
Hicran ne yana?
Yalnızlık hep bana bana mı düşer?
Gurbet ne yana düşer
Sıla ne yana?
Hasret hep bana bana mı düşer? Diye sorar
Dururum.

Kelimelerin hem hakimi
Hem savcısıyım. Sorgum ve yargım
Hiç bitmez.

Göz altına aldığım, tutukladığım
Kelimeler çoktur.
En az 6 ay gün yüzü göstermem onlara!

İstedikleri kadar,
Hak,
Hukuk,
Adalet! diye yırtsınlar kendileri
Meydanlarda
“Kelimelere özgürlük” bağırmalarını
Sağır sultan duyarda
Ben duymam!

Türk dil kurumun yeni nesil
Kelimelerine ilgi duyarım.
Bilirim ki,
Dilimizin zenginleştirecek,
Alfabemizi koruyacak olan genç kelimelerdir.

Vatanı koruyup gözetmek
Nasıl 1.nci vazifemizse,
Dilimizi de o şekilde korumak
2.nci vazifemizdir.

Karganın burnu nasıl b.k’tan
Kurtulmazsa,
Benimde dilim b.k’tan kurtulmuyor.
Akım derken, b.k deyi yazı veriyorum!

Ah su kelimelerin gözü kör olsun!