Değerli dostlar, hepinize selamlar saygılar sunuyorum.

Evet dostlar, başlıktan anlaşıldığı gibi mecazi anlamda söylenilen bir sözdür. Bu söz bana ait değildir. İzmir ili Selçuk ilçesi zeytinli köyünde oturan, okuma yazmayı sonradan öğrenen 81 yaşındaki bir beyefendiye aittir.

Askerlik hariç İzmir ve köyünden dışarı çıkmamış, ATATÜRK 'ün dediği gibi köylü milletin efendisidir sözünün tam bir örneği. Atatürk büstünün önünde de bu yazı var. Orada oturduk çay söyledi, başladı bana ders vermeye. Çok da mutlu oldum. İki saatte çok şey öğrendim. Yeniden ufkumu açtı.

Görmek ile bakmak arasında ne var diye sordu? Ben dedim her şeyi sizden duymak öğrenmek isterim. Adam bir derya. Korkumdan yanlış bir şey söyleyip mahçup olmayayım diye hep dinledim.

Dedi ki dinimizde melekler vardır, birde melek kılığında insanlar ve insan kılığında şeytanlar vardır. Şeytanda bir melektir. 
Bunlara, insanlar üzerinde iyi bakarsan görürsün. İyi bakıp analiz edemezsen göremezsin dedi ve konuşmaya devam etti. Can kulağı ile dinledim. Bilgi dağarcığıma sözlerini aldım. Şimdilik bende.

Ben bu adamı okul bitirmemiş bir sosyolog veya psikolog olarak kabul ettim. 
Buradan onun sözlerine istinaden gelelim asıl konuya.

Siyasette, siyasilere bakmak ve görmek için kafam da deli sorular oluştu.
Yereldeki siyasetçiler dünyayı öküzün gözü ile mi görüyorlar yoksa şeytanın düşüncesi ile mi hareket ediyorlar? Hepsi için değil bazıları öküzün gözü ile dünyayı görüp şeytanın fikri ile hareket ediyorlar dedi bilge adam.
Nasıl mı?
Bazı belediye başkan adayları şeytani düşünce ile plan kurup öyle hareket edip, dünyayı öküzün gözüyle gören insanlarla hareket etmeye başlıyorlar. Dedim nasıl yani biraz daha açıklar mısın? Öküze ver samanı ver otu yoncayı keyfine diyecek yok. Sabahleyin kulağından tut koş sabana tarlaya sesi çıkmaz.
Ama o öküz bekler ki bu koşulduğum arabada verdiğim hizmet, buğday, arpa olacak ben taşıyacağım harmana getireceğim gene koşulup çıkarıp saman yapacağım, arpa olacak. Sahibim bana değirmen de övütüp yedirecek hayali ile koşulmaya, çalışmaya, çift sürmeye devam edecek. 
İşte öküzün dünyası bu. Bakış açısıda böyle. Bizlere birşeyler hatırlatır mı? Onu size bıraktım.

Gelelim belediye başkan adaylarının bazılarına, temiz insanlardan özür diliyorum. Bu yazımla kimseleri kast etmiyorum. Analizi, sorgulamayı okuyanlar kendi içinde yapacaklardır.
Bu şeytani düşünce içinde olan başkan adaylarından bazıları makam elde etme duyguları içinde olduklarından yanlarındaki insanları kullanmaktan, asla geri durmazlar. Bu tip olanlar, insani görünümlü şeytanlardır. Bunların bazıları elindeki makamın gücünü hoyratça kullanıyorlar.
Bunların dışındaki düzgün, kişilikli, başkan adayları da insan olan insani görünen rahmani meleklerdir. 

Bizim konumuz şeytani olanlar olduğundan onları irdeleyelim. Bu insanlar, yanında gezen insanlara büyük vaatlerde bulunurlar. Bazıları iki tatlı kelime ile onlara gaz verip arşa çıkarırlar kendilerine hizmet etsinler diye.
Herkesin bir beklentisi olduğundan biz kazanacağız dugusu ile koştururlar.
Meclis üyelerinden bazılarının parası olduğundan durmadan para harcarlar sırf şeytani planları için. Neden mi? Çünkü, başkan gördüklerinin kazanacağını tabana inandırmak için çünkü kazandıkları an o harcadığı paranın kat be katını geri alacağından kendince emin olduğundan, öküzün dünyasından bakmaya ve görmeye devam ederler. Oysaki haberleri yok peşine gittiği, koşulduğu, iş yaptığı sahibinin rahmani değil şeytani bir melek olduğunu anlamıyor. Taa ki kayıp edilip herkesin o geceden sonra evine çekilip telefonlar kapandığı an beyinlerin bir anda şimşek gibi çakması ile kendine gelir. 

Dünyasının bakış yönünün öküzün gözüyle aynı olduğunu o gün anlamış olacak. Uykudan uyanacak ve çayını yudumlayıp ulan ben seni rahmani melek görüyordum, sen bizleri nasıl uyutmuşsun şeytanın en başıymışsın, deyip ah çekip önüne bakacak ama bir daha öküz gözüyle bakmamaya özen gösterecek.

Diyecek ki benden önceki eskilerin tecrübeli insanları neden yoklar? Şimdi anladım.
Bu meclis üyeleri ve koşturan insanlar için amcanın anlattığı hikayenin bir bölümü.
Bana tavsiyesi kendini üzme bak keyfine dedi.
Birer çay daha içtik bak bu yazıya bu köye geldiğinde tekrar oku yazıyı. Köylü milletin efendisidir yazısını.
Bunu söyleyen lider şeytani değil rahmani idi. Rahmani olmasaydı tek başına yola çıktı tanımayan görmeyen herkes onu seviyor. Arkadaşlarına da söyle, 1 Nisan'dan sonra peşine gittikleri insanın şeytani mi? Rahmani mi? olduğunu ondan sonra anlayacaklardır.

Selam olsun,insanı düzgün, rahmani başkan adaylarının hepsine.

Kalın sağlıcakla.