Paranormal olarak bahsedilen boyut dışı varlıklar tarih boyunca medeniyetlerin araştırma yapmasına ve bu araştırmaları teknolojik olmasa da kayıt altına almasına neden olmuştur.

Aslında yaşadığımız boyut dışında var olduğuna inandığımız metafizik varlıklar hemen hemen herkesin merak ettiği bir konu. Öyle ki Sheila Ostrander, Lynn Schroeder ve diğer birçok yazar vaktiyle Sovyetler Birliği’nde ve diğer birçok Doğu Bloğu ülkelerinde parapsikolojik alanda pek çok akademik araştırmanın yürütülmüş olduğunu, bu araştırmaların devlet tarafından desteklendiğini bildirmektedir. Yazarlar kitaplarında CIA’nin çalışma programında da casusluk alanında kullanılmak üzere, parapsikolojik araştırma ve incelemelerin yer almış olduğuna dikkat çekmişlerdir.

Psikanaliz ekolünün kurucusu Freud bile "eğer yaşamımı tekrarlayabilseydim, kendimi psikanaliz yerine parapisişik araştırmaya adardım" demiştir. Kendisinin telepatiyle ilgili görüşlerini bildirdiği "Psikanaliz ve Telepati" başlıklı raporu bazı bilim çevrelerinin baskısı nedeniyle ancak ölümünden sonra yayınlanmış ve beklenildiği gibi, pek yankı da uyandırmamıştır.
Bu gelişmeler ışığında Almanya, ABD, Fransa, İngiltere spiritüel araştırma yapan dernekler de bulunduğu bilgisine ulaştım.
Bu konuda en tanınmış çalışmalar CIA’nin himayesinde gerçekleştirilmiş olanlardır. Bunların son kod adı “Stargate”dir. Yaklaşık 20 yıl boyunca CIA tarafından çok gizli bir program uygulamaya konuldu. Bu programda seçilmiş ve hazırlanmış bir grup deneğin istihbarat alanında kullanımı söz konusuydu. Bu ekipte en yetenekli denek olarak kabul edilen Joe McMoneagle çalışmasından dolayı liyakat nişanı bile aldı.

Kayıp kişilerin aranması alanında deneklerin verdikleri araştırma, ölçüm, deneylerin özetlenmesi sayesinde bulunan kayıp kişiler olmuştur. Bu bakımdan ABD, gibi kimi ülkelerde polisin kayıp kişileri bulmada çaresiz kaldığında zaman zaman medyumlara başvurduğu ileri sürülür.

Avrupa'da parapsikoloji dalının bulunduğu bazı üniversitelerin bulunduğu bilgisine de Vikipedia sayesinde ulaştım. Aslında ayrı bir bilim dalı olduğunu kabul etmeliyiz.
Tüm bunları anlatmama neden olan konu aslında oldukça uzun zamandır büyük bir dikkatle takip ettiğim bir YouTube kanalı olan Antik Ghost.

Antik Ghost kanalının çekimlerini Engin Kelemençe ve eşi Berrak Kelemençe yapıyorlar. Sıradan bir çekim sırasında takipçilerinin duyduğu ‘Fatih’ sesinin ardından Antik Ghost’u hayata geçirmişler. Ürkütücü gibi görünse de izledikçe alıştığınız olaylar dizisi, takipçilerinde ilgisini çekiyor. 

Antik yerlerde yaptıkları çekimlerde metafizik varlıkların söyledikleri aslında kendi boyutumuzu da sorgulatacak nitelikte.
En dikkat çeken iletişimlerden biri de metafizik varlıkların ‘Uçak, yerde, kaza vb kelimelerinden sonra Engin Kelemençe’nin uçağın üzerindeki bayrak rengini sorarak kırmızı yanıtını aldıktan sonra Türkiye, Japonya, Avustralya’da arka arkaya gerçekleşen uçak kazaları ve bu ülkelerin bayraklarında kırmızı rengin bulunuyor olması biz izleyicilerin duygularını zirveye taşıyan detaylar arasında.

Tamamı bilimsel ve hiçbir hurafenin yer almadığı programa gelen istekler doğrultusunda kayıp kişilerin bulunması adına da bazı seanslar yapıldı. Kayıp Veli Eren, Burak Durna, Cem Garipoğlu, Korhan Berzeg gibi kamuya konu olmuş vakalar için ayrı ayrı yapılan yayınlarda alınan cevapları teyit eden ailelerin konuk oldukları analizlerde söylediği detaylar çok çarpıcıydı. Sadece bu ailenin bildiği detayları anlatan metafizik varlıklar izleyiciye ‘Dünya üzerindeki kriminal vakalarda kullanılan metafizik varlıklar neden Türkiye’de de kullanılmasın’ düşüncesini uyandırdı. Belki de ucu açık kalan kriminal vakalarda yararını görebileceğimiz bu uygulamanın ileride kürsüleri bile kurulur kim bilir.

İlk izlediğimde ‘hadi canım hiç olur mu böyle bir şey’ diyerek başladığım Antik Ghost seyirciliğine hiç vazgeçmeden devam ediyorum. Engin ve Berrak’ın bilinmeyene olan yolculukları sırasında yaşananlar doğa üstü varlıkların bir frekansı olduğu ve bize yardım etmek için bazı mesajlar vermeye çalıştığını destekler nitelikte. Ayrıca yapılan bu çalışmaların ileri de bilimsel çalışmalar için kullanılacağına da hiç kuşkum yok. Zira bu işi yapan onlarca sahte kanal varken %100 gerçek olduğunu bildiğim bir yayın bunu hak eder nitelikte.

Engin ve Berrak Kelemençe çiftinin cesurca yaptıkları bu işin dijital kanallarda yer alması daha çok izleyici kitlesine ulaşması gerekir diye düşünüyorum. Gelecek nesiller için bilimsel olarak yürütülecek her çalışmanın değer görmesi hatta Avrupa ve Amerika’da olduğu gibi üniversitelerde okutulması gerekiyor. Bilinmeyene duyduğumuz merakımız belki bu yol ile taçlanmış olur.

Antik Ghost, izleyicisine bilimsel çalışma, heyecan ve imkansız olduğunu düşündüğünüz gerçekleri vaad ediyor. Çalışmada kullanılacak teknolojik materyaller için daha çok desteklemek, manevi olarak da güç vermek gerekiyor.

Sağlıkla Kalın.