Günlük hayatımızın bir parçası olan kaygı ve korkularımızın çocuklarımızı ne kadar etkilediğini biliyor muyuz? Sürekli karşılaştığımız ve çok yaygın olarak görülen kaygı ve korku her bireyde oluşabilecek normal bir duygu olsa da şiddeti ve yoğunluğu önemli bir boyuta ulaştığında Ciddi sorunlar yaratabilmektedir.

Çocukluk çağında korku ve kaygı tehlike durumunun olması ya da tehlike durumunun olma ihtimalinden kaynaklanmaktadır. Çocukların yaşlarına göre korkular farklılık göstermektedir. Bazı çocuklar günlük yaşamdan etkilenerek korku yaşarken bazı çocuklar hayal dünyalarında var olan , gerçekte tehlike yaratmayacak olayların gerçek olduğuna inandıkları içinde kaygı ve korku yaşayabilmektedir. Çocukluk döneminde en çok yaşanan korku yalnız kalma , ayrılma ölüm ve karanlık korkularıdır.
Çocukluk çağında yaşanan korku ve kaygı, anne babalar tarafından genelde fark edilmemektedir ya da çocuğun yaşadığı kaygı ve korkunun geçici duygular olduğuna inanılmaktadır. Ebeveynler, çocukların yaptığı davranışları dikkat çekmek için yapıyor, çocuktur yapar, büyüyünce geçer şeklinde yorumlayabilmektedir. Çocukluk çağında, çocukların gelişimlerinin hızlı olduğu ve bu dönemde yaşanan olumsuzlukların gelecekteki gelişim dönemlerini etkileyebileceği unutulmamalıdır. Çocukların okul başarısızlıkları, söz dinlememeleri, sosyal ilişkilerinde yaşadığı sorunlar, arkadaş edinememe vb sorunları anne baba için önemli bir sorun olarak görülmeye bilmektedir. Bu tip sorunlar aslanında anne babanın düşündüğü kadar basit sorunlar olmayabilmektedir. Çocukların gelişiminin önemli olduğu bir dönemde çocukların kaygı ve korkularını görmezden gelmemeliyiz. İleriki yaşamında, çocuğun sosyal ilişkilerini, eğitim hayatını, kişilik gelişimini olumsuz olarak etkileyebilmektedir. Depresyon, travma, madde kullanımı gibi daha ciddi sorunlara da yol açabileceğini bilmeliyiz.
Örneğin çok kaygı ve korku yaşayan çocuklar çok fazla hareketli olabilmektedir. Kendilerini tehlikede hissettiklerin de saldırgan davranışlar göstermektedirler. Çocuğun saldırgan davranışının nedenini sorgulamadan, şımarık olduğu için böyle davranıyor demek ve bu davranışlarını görmezden gelmek çocuğun gelişiminde problemler yaratmaktadır. Çocuklar derslerinde başarı gösteremediğinde başka bir çocukla kıyaslanmamalı ve çocuk rencide edilmemelidir. Kıyaslama yapmak çocuk da korku ve kaygı yaratabilmektedir, bu durum çocukta öz güven eksikliği oluşmasına neden olmaktadır. Çocuğun kıyaslanması yerine bu olumsuzluğun çözülmesi için çocuk desteklenmeli ve sorunun nedeni sorgulanarak uzlaşıcı bir şekilde çocukla, öğretmeniyle, okuldaki psikolojik danışmanıyla sorun konuşularak çözülmelidir. Çocuğun sağlıklı bir duygusal gelişim gösterebilmesi anne baba sevgisine dayanmaktadır. Çocuğun sevilmesi, değer görmesi, desteklenmesi, sevgi ihtiyacının karşılanması çocukluk çağında gelişimi olumlu etkilemektedir.
Çocuğunuzun davranışlarında bir değişiklik fark ediyorsanız, görmezden gelinmemelidir, çocuğunuzla doğru bir iletişim ve doğru yöntem kullanarak sorunun ne olduğunu konuşmayı deneyebilirsiniz. Eğer sorunun konuşularak çözülemeyeceğini fark ederseniz, çocuğun yaşadığı problemlerin daha büyük sorunlar olduğunu düşündüğünüzde uzman kişilerden destek alarak sorunu çözüme kavuştura bilirsiniz. Korku ve kaygı sorunu şiddetlenmeden önlem alınırsa kolaylıkla çözülebilecek bir sorun olduğunu unutmamalıyız.