Son dönemde danışanlarımın seanslarında en çok dile getirdikleri cümlelerden biri şu:
“Geleceği düşünmekten artık bugünü yaşayamıyorum.”
Bu söz, sadece ekonomik sıkıntıyı değil, bu sıkıntının bireyin iç dünyasında yarattığı belirsizlik, kontrol kaybı ve tükenmişlik duygularını da gözler önüne seriyor.
Ekonomi sadece rakamlarla, grafiklerle ya da faiz oranlarıyla ilgili değildir. Aynı zamanda bireyin psikolojik sağlamlığı, yaşam güvenliği ve gelecek beklentisiyle de doğrudan ilişkilidir. Parasal değerler düştükçe, kişisel değersizlik duygusu, yetersizlik, suçluluk ve kaygı gibi psikolojik tepkiler de yükselir.
Psikolojide kaygının en temel kaynaklarından biri belirsizliktir. Bugün birçok birey yalnızca geçim sıkıntısı değil, aynı zamanda “yarın ne olacak?” sorusunun cevaplanamamasından kaynaklı kronik bir zihinsel yorgunluk yaşıyor.
Bu tür durumlarda zihinsel devre şu şekilde çalışır:
• Gelecek öngörülemez → Tehlike varmış gibi algılanır → Beden sürekli alarmda kalır → Sonuç: Tükenmişlik.
İnsan beyni, netliği ve öngörülebilirliği sever. Belirsizlik, beynin alarm sistemini (amigdala) sürekli tetikte tutar. Bu da uykusuzluk, dikkat dağınıklığı, huzursuzluk ve depresif duygulara yol açar.
• Aile içi iletişim bozulabilir, sabır eşiği düşer.
• Karar alma becerileri zayıflar, risk alma davranışı artabilir.
• Suçluluk, yetersizlik ve kendine öfke gibi içsel çatışmalar çoğalır.
• Sosyal izolasyon artar; birey utanç veya başarısızlık hissiyle içine kapanabilir.
Bu davranış değişiklikleri sadece bireyi değil, çevresini de etkiler. Böylece ekonomik kriz yalnızca ekonomik kalmaz; ilişkisel, duygusal ve zihinsel bir krize de dönüşür.
Ekonomik tabloyu birey olarak değiştiremeyebiliriz, ama psikolojik duruşumuzu şekillendirebiliriz. İşte birkaç öneri:
• Gerçeklik kontrolü yapın. Düşüncelerle verileri karıştırmayın. “Her şey kötüye gidiyor” düşüncesi gerçek olmayabilir.
• Kontrol edebileceğiniz alanlara odaklanın. Geliri değil ama harcama planını düzenlemek mümkündür.
• Sosyal destek alın. Ekonomik kriz dönemlerinde izole olmak ruh sağlığı açısından risktir. Konuşmak, paylaşmak iyileştiricidir.
• Kendinizi suçlamayın. Makro düzeydeki ekonomik dalgalanmaların bireyin kişisel hatası olmadığını bilmek, duygusal yükü hafifletir.
• Gerekirse profesyonel destek alın. Kaygı düzeyiniz işlevselliğinizi etkiliyorsa, bir ruh sağlığı uzmanına başvurmak oldukça kıymetlidir.
Ekonomik krizlerin yarattığı en sessiz tehlike, zihinlerde başlayan ve bedene yayılan o görünmeyen strestir. Gelir seviyemiz değişebilir, ama içsel gücümüz, dayanıklılığımız ve psikolojik sağlığımız da korunmayı hak eder.
Unutmayın: Ekonomik belirsizlik, kontrol edemediğimiz bir dış etken olabilir. Ama zihinsel berraklık, doğru bilgi ve duygusal farkındalıkla yeniden inşa edilebilir.