Yerel gazeteler zorda. Ulusal gazetelerin işlerinin de pek kolay olmadığı biliniyor ama demokratik anlamdaki lobileri arkasına alması nispeten daha kolay.
Peki yerel gazeteler ne yapsın?
Kendi aralarında birleşsinler deniyor; ülkede bazı örnekleri var; ama ‘çıkar gurupları’ farklılaştıkça gazetelerin künyelerini ‘sadeleştirmek’ kolay değil.
Artık dünya dijitale kayıyor, bu doğru. İlla da yazılı basında yer alacaksanız yerelde kamuoyunun desteğini almak gerçek ‘gazetecilik’ işini yapmaya bağlı…
Gerçek gazetecilik derken; yerelde haberle uğraşmanın, ulusal basında çalışmaktan daha zor olduğunu biliyorsunuzdur değil mi?
Bir süre önce yerelde gazetecilik yapan kişilerle konuştuk. Bu gazetecilerin çalışma hayatı kolay değil, bize bazı sıkıntıları anlattılar.
Para-pul anlamındaki zorluklarından söz etmiyorum bu ayrı mesele.  Gazetelerin sermaye yapılarındaki baskı guruplarına dönüşmesi ya da yargı aşamalarında basın ahlak yasasının sınırlayıcı maddelerinin olumsuz yorumlarına da değinmiyorum;
Haber kaynağının güvenlik korunmasına ilişkin adalet mekanizmasının işleyişinde bazı sıkıntılar var mı; ona da değinmiyorum.
Bunlar bir yana bizim söylemek istediğimiz esas sorun ’mesleki’ anlamda haber yapma kaygılarıyla ilgili.
‘Diyelim ki bir yerde taciz tecavüz var…
Veya bir hastanenin çöp torbaları sözleşmedeki standartlara uygun mu diye laboratuvarda teste tabi tutuyorsunuz, uygun değil. Bu haberleri yayınlamayı düşünürken birkaç gün içinde testi yapan kişiler, ‘aman abi yazma, tehdit edildim!’ diyor.
‘Veya bir belediyenin seçimde 3-4 defa internet fişi çekilerek yenilenen sayımda oyların değiştiğini öğrenirsiniz; çıt yok…!’
‘Ya da telefon tacizi veya evde zorla alıkoyma dahil birçok ahlaksızlığı yapan birinin birçok makamlarda gezdiğini görmek gerçekten ibretliktir; 
Söylemezsiniz…’
Mesela birinin ‘hırsız’ olduğunu biliyorsunuz, -küçük yerlerde bu bilinir- …
Hatta bir belediyenin imar işlerinden ve ihalelerden ‘mano’ topladığını biliyorsunuz, hırsız diyeceksiniz…
Ya da ‘liyakatsiz birinin’ işgal ettiği makamda hak – hukuk ilkelerini dikkate almadan hareket ettiğini gördünüz;
Veya ‘görevini kötüye kullanma’ tasarrufunda bulunan bazı kişilerin sırtını ‘üst düzey tanıdıklarına’ dayayarak ‘kral kesildiğini’ gördünüz…
Ya da politik bir ‘yanlışlıktan’ söz edeceksiniz.

Daha önce dediğimiz gibi yerelde birçok haber var aslında.
Ancak bu gazetecilerin çalışma hayatı kolay değil. ‘Taşra gazetecileri’ ulusal yayın kuruluşlarında çalışanlardan daha büyük sıkıntı içinde. Üstelik ulusal tv’lerde ya da gazetelerde mafya ile vıcık vıcık ilişkileri gördünüz.
Bir de yerel gazetelerde yer alan haberlerin ve habercilerin zorluklarını düşünün.
Bu tür konuları kolay kolay yerel gazetelerde yer vermek kolay değil; üstelik yerel gazetelerde yer alan haber ve isimlerin duygusal bir içeriği de var; çünkü yerelde insanlar birbirinin yüzüne bakmaktadır, ya da adresi ulaşılabilecek kadar yakında bulunmaktadır. 
Bu nedenle yerel gazetelerde kişilerin itibarı daha bir önemlidir. Eğer ‘haber konusu’ doğrudan bir isimle ilişkilendiriliyorsa ve olumsuz ise fısıltılar dolaşır; ailesine, geçmişine, kişiliğine, yakın çevresine bakarken ‘büyüteçler’ kullanılır. Eğer olay maddi boyutta ise belge, siyasal boyutta ise ‘eleştiri’ anlamındaki değerlendirmeler daha kritik bir öneme sahiptir.
‘Bu insanları deşifre etmeye kalktığınızda hemen kötülenirsiniz, hemen sivil-bürokratik egemen güçler harekete geçirilir,' dediler.
Bir de işin ahlaki yönü var.
Hiç ona girmeyelim!.. 
Bu söylediklerimizin hiçbirinin içeriğine girmeden ne güzel bir fikir yazısı yazdık değil mi?
Hiç olmazsa bu kadarına müsaade olsun!