Bu hafta Arnavutluk ve Karadağ gezimdeki bazı gözlemlerimden bahsetmek istiyorum. İlk olarak Arnavutluk kahve tiryakileri için cennet diyebilirim. Kahveleri hangi dükkanda içerseniz için, çok lezzetli ve fiyatları da çok uygun. Sabah saatlerinde artık kültür haline gelmiş olacak ki, kahveler yarı fiyatına satılıyor. (Merak edenler için, gördüğüm en pahalı kahve 1.5 Euro'ydu.)

          Barbaros Hayrettin Paşa'nın, Balkanlarda fethedemediği tek şehir olarak bilinen Karadağ'ın, Kotor şehrinde manzarasıyla şehre ayrı şöhret katmış, Kotor Kalesi... 280 metre yükseklikte olan bu güzel kaleye tırmanmak için 1350 basamak çıkmanız gerekiyor. Burada beni en çok şaşırtan şeyse 60'lı yaşlarında 3 Fransız hanımefendinin gayet rahat şekilde zirveye çıkmaları oldu. Biz 60'lı yaşlarımızda çıkabilir miyiz, bunu sorguladım.

           Budva'dan Kotor'a yaptığım yolculukta evli Fransız bir hanımefendi sadece iki günlüğüne tek başına Karadağ'a tatile gelmişti. Sohbet ettiğimiz sürede, kafa dinlemek için özellikle yalnız geldiğini ve Kotor'da gün boyu tekne turuna katılacağını söyledi. Tam olarak burada da Türkiye'de kaç kişi tek başına yurtdışına tatile gidip bu şekilde organize tatil planlaması yapabiliyor, ne yazık ki bunu düşündüm.

             Kotor'un tarihi sokaklarında gezerken, Fransız emekli bir çiftle tanıştım. Kotor'dan sonra Piriştina'ya (Kosova) gideceklerini ve oradan Kayseri'ye gidip, Türkiye'yi gezeceklerini söylediler. Çok şaşırmıştım. Ülkemizde emekli vatandaşlarımızın hangi oranda böyle bir emeklilik hayatı yaşadığını düşündüm.

              Daha önce yaptığım gezilerde ve bu yaptığım gezi de dahil olmak üzere birçok Dünya vatandaşıyla tanıştım. Türk olduğunuzu söyleyince negatif bir tepki gösteren ya da hoşuna gitmediğini hissettiren bir mimik hiçbir ülkede yaşamadım. Arnavutluk'ta, Türkiye'den geldiğinizi söyleyince en çok sorulan soru "Erdoğan" oluyor. Genellikle selam söylememi istiyorlar. Arnavutluk'a sandık koysak en az %80 alır, diyebilirim.

                Karadağ'daki şehirlerin otogarlarında, sadece o otogarı kullandınız düşüncesiyle sizden oradaki görevli 1-2 Euro gibi ücretler talep edebiliyor. Bu ücreti veren birçok insanla karşılaştım. Bense "Seni anlamıyorum."  diyerek bir şekilde geçip gittim. Oysa sadece "Two Euro" diyordu. (Aslında bunu yazmakta kararsız kaldım, bizimkiler de ''İyi fikirmiş." deyip uygulamaya kalkarsa...)

                 Son olarak Balkan ülkelerini, yurtdışı tatil rotası olarak herkese tavsiye edebilirim. Çünkü her kesimin kendinden mutlaka bir şeyler bulabileceği şehirler var. Sadece ülkeler arası seyahatte, otobüs yolculuğu zorlayıcı olabiliyor. (Seyahat saati, otobüs sıklığı, seyahat süresi gibi...) Balkanlarda gördüğüm birçok ülkede bagaj ücreti 1 Euro'dur, şaşırmayın derim. Saygılarımla...