Geçmiş, insanın en mutlu anlarında, arkada bırakılmaya çalışılan en gizli sandıklardan fırlayıp gelecekmiş gibi hissettirir kendisini.
Kiminin ismi utanılacak bir mesele olur, kiminin ismi kendisine yapılan haksızlıkların affedilememesi.
Geçmişi kabul edip ilerlemek zor olsa da, daha fazla fırsatla dolu daha parlak bir geleceğe ulaşmak için bunu yapmanız gerekir.
Bazen buna inanmasak da, artık dün olduğumuz kişi değiliz. Geçmiş, sevinci ve kederi ile bize daha bilge olmayı öğretti. Geçmiş değiştirilemez. Kimse, yapılanları, söylenenleri veya olanları değiştiremez. Ne olursa olsun, geçmişte olanlar bugün kim olduğumuzu tanımlar. O yüzden, bugünü yaşayın.
Kendi geçmişi ile anlaşmayan bazı insanlar olabilir. Çünkü onların, yaptıkları hatalar ve yaşadıkları başarısızlıklardan dolayı hala açık yaraları vardır. Bu durum, burada ve bugün hayatın tadını çıkarmalarına engel olur.
Geçmişi kabul etmek çok iyi bir hareket olsa da, en büyük hatalarımızdan biri geleceği olmayan geçmişimizi sürekli hatırlayarak günlük hayatımızı yok etmektir. Yaşadığımız her hatayı, hayatımızda kaybettiğimiz her şeyi veya her insanı kabul ederek geçmişe tutunmayı bırakalım.
Bunu gerçekleştirmek çok da kolay değildir ancak mümkündür.
Bu konu hakkında biraz düşünmenizi öneriyorum
Geçmişin size sunacağı yeni hiçbir şey yok
Bazen geçmiş, tepemize binmek için geri gelir. Bu, önceden olduğumuz kişiye geri dönmemizi isteyen ve bizi incitmeye çalışan insanlar aracılığıyla gerçekleşebilir. Siz artık bugün yeni ve gelişmiş bir insansınız, eskiden olduğunuz kişiye geri dönmemelisiniz.
Buna izin vermeyin. Geçmiş kapınıza her dayandığında, size sunacak hiçbir şeyinin olmadığını hatırlayın. Gerçek mutluluk anın içindedir.
Bugünü yaşayın
Yaşamak kendinizi nesnelerden ve insanlardan ayırarak ilerlemeye devam edebilmektir.
Sahte olduğu ortaya çıkan arkadaşlarınızdan ve sizi takdir etmeyen aile üyelerinden ayrıldınız. Fırsatlar ve mutlulukla dolu yeni yollarda ilerlemek için evinizi, işinizi ve eşyalarınızı bıraktınız.
Artık yeni kapılar açıp büyümemize engel olanları kapamalıyız. Bu biraz iç acıtabilir. Ama bazı kapıları kapadığımızda nefret ve sinir bozukluğu ile dolmamalıyız.
Geçmişini bırakacak kişi ağırlık taşımamalıdır. Nefret, şüphesiz, en büyük ağırlıktır ve bizi üzen, sevmemiş kişilere mahkum eder.
Alınmaktan ve o olumsuz duygulardan arınmış bir geleceğe adım atın. Böylece önünüzde mutluluk için yeni fırsatlar oluşacak.
Şimdinizi sevin ve geçmişinizi entegre edin
Artık tamsınız. Geçmiş ve gündelik deneyimleriniz sizi siz yapıyor. Bu, sevmeniz, saygı duymanız ve anlamanız gereken versiyonunuz.
Gestalt terapiye göre, insan psikolojisine yaklaşım bizlere burada ve şu anda olduğumuzu fark etmemiz gerektiğini anımsatıyor.  
Sürekli geçmişi hatırlayan ve özleyen kişi bununla beraber bugünü unutur. Bu durumlarda gerçeklikten ve asıl ihtiyaçlarımızdan koparız.
İster inanın ister inanmayın bu bizi hasta edebilir. Genelde geçmişe takılan insanlarda depresyon oluşur. Çünkü bu durumda zayıf düşeriz ve bugünü yaşayamayız.
Kendimizi olduğumuz gibi sevmeliyiz. Geçmişteki hatalarımızı bir parçamız olarak görmeliyiz. Bu hatalar sayesinde bugün kim olduğumuzu anladık.
Geçmişe bakarken binlerce yolu görmeden gidiyorsunuz
Geçmişimizdeki birçok şeyi kaybetmiş ve kaçırmış olmamıza rağmen, bu boşlukları onarmanın tek yolu kendimiz için yeni fırsatlar yaratmak ve burada ve bugünde olmaya odaklanmaktır. Bunu da daha fazla bilgelik ve cesaret sayesinde yapabiliriz.
Bu konuda düşünmemize yardımcı olabilecek ilginç bir örnek de, kırık seramik eşyaları onarmak için kullanılan, atalardan kalma Japon tekniğidir.
Japon kültürü bir bardak kırıldığında bir daha eskisi gibi olamayacağını anlar. Geçmiş geçmiştir ve bugün kim olduğumuzu tanımlar. Yine de, öncekine göre daha güçlü ve güzel olmamız için bir kapı açar.
Bunun içindir ki, kırılan parçalar kintsugi isimli teknikle birleştirilir. Bu yöntem, altın ve gümüş tozları ile bir yapıştırıcı hazırlayarak parçaları birleştirmektir.
Her çatlak altın veya gümüş boya ile doldurulur. Her parça, bütünü daha güzel yapar ve harika bir hikaye anlatır.
Biz de bu tekniği uygulamalıyız. Geçmişten kaçınmak ve ona kitlenmek yerine, onu şimdiye entegre edip güç ve direnç kazanmalıyız.

Yaralarınızı altınla boyamaya cesaret edin. Onları saklamayın ve artık onlardan utanmayın.

Artık dün olduğunuz kişi değilsiniz. Daha cesur  birisiniz. Daha fazla fırsatı yakalamak için tam zamanı. Bugünü yaşayın, dünde kalmayın!