Seçim çalışmaları hem adaylar hem de yerel basın için çok yoğun geçti. Artık seçime son üç gün kaldı.

Eminim seçmen olarak Büyükşehir olan Manisa’yı kime teslim edilip edilmeyeceğine karar verdiniz. Sosyal belediyecilik sürdürecek bir başkan adayının seçileceğine hiç kuşkum yok.

Zira Manisa’da yıllarca söz verilip yapılmayan işler var. Ya da ihtiyacı karşılamayan şeyler yapılarak ‘bakın biz bunu yaptık’ dostlar alışverişte görsün bakış açısı ile projelendirilen işler de var.

Biz halkız. Çoluk çocuğumuzun faydalanacağı yerler olmasını istemek, toplu taşımada insani yaşam koşullarına göre gidip gelmek, uygun fiyatlı su kullanmayı istemek, belediye bünyesinde kurulan spor tesislerini ‘kusura bakmayın kapasitemiz doldu’ cevabını duymamak en doğal hakkımız. 

Ben de bir seçmenim dolayısı ile deneyimlediğim şeyleri yazıyorum size.

Bir seçmen olarak bizim oyumuzla makama gelecek bir anlayışın bize hizmet noktasında gözlerini ve kulaklarını kapatması asla unutabileceğim bir şey değil.

Bu nedenle her akıllı seçmen gibi parti gözetmeksizin projeleri tek tek inceledim. Bu projelerin hayata geçme noktasındaki maddi kaynakların daha başından hesaplandığını okudum. Yapılacak projeler sosyal hayatımızı kolaylaştıracak ya da istihdam sağlayacak mı buna baktım. Ekonomik olarak Manisa halkının cebine katma değer sağlayacak mı bu durumu irdeledim.

Tanıştığım adaylara yöneltilen sorulara verdikleri cevaplarda ‘Ya o iş kolay onu hallederiz’ açıklamalarında bulunan hiçbir adaya oy vermeyeceğime karar verdim. 
Hesaplanmış bütçe ile memleketime yarar sağlayacağını düşündüğüm ve açık iletişime inanan bir belediye başkanına ihtiyaç duyuyorum. 

Bu halkı tarım faaliyetleri ile kalkındıracak ve bunun ile yetinmeyip yeni iş sahaları konusunda yer açacak belediyelere ihtiyaç var. Manisa Sanayisi ile övünürken tarımı ile ön planda olabilecek verimli toprakların şehri. Dolayısı ile tarım turizminin ön planda olacağı yeni fikirler lazım bize. Yeni fikirleri doğru analizlerle destekleyecek yetkin belediye çalışanları da …

Kadınların iş gücüne dahil olabilmesi için kreşler açılmalıdır. Yıllardır devam eden ‘Manisa, İzmir’in arka bahçesidir’ söyleminin son bulacağı bir bakış açısı lazım bize.

Kendi şehrimizde çalışıp kendi şehrimizde üretmeli ve kazanan da kendi esnafımız olmalı.
Köylerde, kasabalarda sinema, tiyatroyu görmeyen çocuk kalmamalı. Kendi dünyalarının dışına çıkabilen yetişkinler olarak büyüsünler ki geleceğin Belediye Başkanları olsunlar. 

İşler kolay değil anlayacağınız. Bize büyük resmi gören başkan lazım. Resmi görüp detayı anlatanlar değil.

31 Mart sabahı oy kullanmaya giderken her seçmen gibi sizlerin de bu anlattıklarımızı gözden geçireceğinize eminim.
Tepeden bakanlar değil yanımızda yol yürümek isteyenler kazansın.

Sağduyunun hakim olduğu halkın kazandığı güzel bir seçim dilerim.

Sağlıkla Kalın