İnsanoğlu için cennette başlayan aile kurumu, dünyada da devam eden ve ahirete kadar uzanacak en önemli kurumdur. Kur’an ve Sünnete göre aile kurmak, Allah’ın emri, Peygamberimizin sünnetidir. Hem dünyada hem de ahirette huzura, mutluluğa, berekete ve cennete ulaştıran kıymetli bir başlangıçtır.

İnsanın hayatındaki dönüm noktalarından biri olan evlilik törenlerimiz, sevdiklerimizle, eş ve dostlarımızla sevinçlerimizi paylaştığımız özel günlerdir. Düğünle birlikte yeni bir yuva kurulur. Gençler iyi günde kötü günde, sağlıkta ve hastalıkta bir arada olacaklarına söz verirler. Sevenleri de onlara hayırlı geçim, çocuklar ihsan etmesi, ülfet, muhabbet ve merhamet lütfetmesi için Allah’a dua ederler.

Dinimiz her şeyde bir ölçü koyduğu gibi düğünlerimizde de birtakım ölçüler ortaya koymuştur. Düğünlerimiz de bize yakışır şekilde olmalıdır. Sevinçli günlerimizde ve üzüntülü günlerimizde bize düşen Allahın koyduğu ölçü ve dengeyi korumak olmalıdır: hayatımıza yön veren şu ayet bu konuda ölçüleri bizlere bildirmektedir: “Ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığı iyi ve temiz şeyleri siz kendinize haram kılmayın ve Allah’ın koyduğu sınırları da aşmayın. Zira Allah haddi aşanları sevmez.”

Düğünlerimizi geçici zevk ve gösterişe kurban etmemeliyiz. “Çocuklarımızın mutluluğu”, “bir kez evleniyorlar”, “ben görmedim çocuğum görsün”, “benim onlardan ne eksiğim var” diyerek israf ve haramlar konusunda asla taviz vermeyelim. Hele hele “hayırlı bir yuva kuracağız” “sünnet yapacağız” diyerek içkili, dinin tasvip etmediği mahremiyete dikkat edilmeyen eğlenceye, masum insanların ölümüne sebep olan silah atmaktan uzak duralım. Bizim en mutlu günümüz olan düğünlerimizin başkalarının en acı günü olabileceğini, hastaların olabileceğini untmayalım. Bundan dolayı gece yarılarına kadar ses ve gürültüyle başkalarının hakkına girmemeye özen gösterelim.

Söz, nişan veya düğün ne aşamada olursa olsun gereğinden fazla yapılan düğün harcamaları, günümüzde aileleri ciddi anlamda sıkıntıya sokmaktadır. Evlenmek isteyen gençler, düğün masraflarının makul ölçüleri aşması sebebiyle zorlanmakta, hatta evlilikten uzak durmaktadır. Düğünden sonra uzun süre borç ödemek, ailenin ilk yıllarını maddi sıkıntı ve huzursuzlukla geçirmesine sebep olmakta hatta yuvaların yıkılmasına sebep olmaktadır.

Öyleyse dinimizin dünya ve ahiret mutluluğu için getirdiği ölçülere düğünlerimizde de uyalım. Orta yollu israfa kaçmadan, imkanlar nispetinde eş- dostumuzla düğünlerimizi yapalım. Küskünlük ve dargınlık olmadan düğün tarafları düğünlerini yapıp çocuklarına her daim destek olmaya çalışmalı tecrübelerini aktarmaya devam etmelidir.