Bolu Kartalkaya'daki Grand Kartal Otel'de meydana gelen yangın sırasında, Adana'dan gelen Prof. Dr. Emre Durdağ ve ailesinin, yaşadıkları olağanüstü bir kurtuluş hikayesi vardı.
Prof. Dr. Emre Durdağ, Çukurova Üniversitesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı öğretim üyesi eşi Doç. Dr. Gülten Durdağ ise Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı’nda görev yapıyor. Durdağ ailesi, yangının çıktığı sırada otelin 7. katında bulunuyordu.
Dağcılık Eğitimi Hayat Kurtardı Prof. Dr. Emre Durdağ, daha önce aldığı dağcılık eğitiminin de yardımıyla çarşafları birleştirerek bir ip oluşturdu ve bu ipi kullanarak hem kendi ailesini hem de otelde mahsur kalan 15 kişiyi kurtarmayı başardı. Bu kişiler arasında, çarşaf ipiyle tahliye edilen 5 yaşında bir çocuk da bulunuyordu.
Cesurca ve kararlılıkla hareket eden Durdağ, her bir kişiyi teker teker aşağı indirirken, sıra eşine geldiğinde ip koptu ve Doç. Dr. Gülten Durdağ yaklaşık 4 metre yükseklikten düşerek sol kolunu kırdı. Yaralanmasına rağmen durumunun iyi olduğu belirtildi.
Yangın Anında Zekice Müdahale Kurtarma ipi koptuğunda Prof. Dr. Durdağ durum değerlendirmesi yaparak pencereyi açtı ve içeride birikmesi olası karbonmonoksit zehirlenmesine karşı önlem aldı.
Sonunda itfaiyenin müdahalesiyle hem kendisi hem de ailesi, merdiven yardımıyla otelden tahliye edildi. Prof. Dr. Emre Durdağ, gösterdiği cesaret ve aldığı hızlı kararlarla, kendi ailesiyle birlikte birçok insanın hayatını kurtardı.
Kıymetli doktorumuzun kendiside ailesi de iyi durumda. Ancak düşünmeden edemedik. Bunca cefaya maruz kalmanın karşılığı 30 bin TL olan bir otelde konaklamak mıydı?
Fıtratımızda ölmek bize yazılan bir kader değildir elbette. Önlemini almana rağmen ölüyorsan orada bir kaderin varlığından söz edilebilir. Akıl bize bahşedilen en önemli değer. Ahlak ise akılla birlikte kullanılan başka bir değer.
Çünkü ahlak insanı insan yapan ve diğer canlılardan ayıran erdemdir.
Bolu’daki trajedi kalbimizi yaktı. Bu trajedenin arkasında sadece yangın önlemleri yatmıyor. Yangın için alınmayan önlemlerden dolayı, hapis olsa, para cezası olsa , otel yıkılsa ne olur şimdi ? Onca masum ailenin hikayeleri, hayalleri sona erdi.
Denetim yapılması yetmez. Yetkilinin gördüğü her eksiklikleri, hiç süre verilmeden tamamlanması gerekir. Her şeyin, bir anda tersine dönebileceği ihtimali hep vardır. Bu nedenle denetim yetmez. O anda aksiyon almak hayat kurtarır.
Kaldığımız otelin risklerini hesaplayarak mı tatile çıkacağız şimdi.Bunca zamandır iş ahlakı adına hiç bir şey öğrenememişiz. Depremde öldüren binalar, tren kazalarında ölenler, madenlerde göçük altında kalan hayatlar, otel yangınlarında yok olan hayatlar.
Akıl ve iş ahlakı ile çözebileceğimiz her şeyi kenara bırakıp kolay para kazanmanın yolunu seçmişiz. Adına da kader demişiz.
Çarşafları birbirine ekleyerek yangından kaçmak kader değil mesela.Açıkça başka bir seçenek olmadığının gerçeğidir.
“Her ne olursa olsun, doğru olanı yapmalıyım” demeyen bir anlayışın sonucudur izlediklerimiz ve yaşadıklarımız.
Bolu trajedisinde hayatını kaybeden kıymetli insanlarımızın ruhları şad olsun. Hasta olanların şifa bulmasını dileriz.
Güzel ülkemde hizmet verenlerinde bir an evvel iş ahlakı ile yoğrulmalarıdır temennimiz.
Çok üzgünüm...
Sağlıkla Kalın.