Yazının başlığı her ne kadar Manisa’da deprem gerçeği olsa da ,Türkiye deprem coğrafyası içerisinde yer alan bir ülke.

Ege Denizinde bulunan Santorini adasında bir yanardağ bulunduğunu bilmiyorduk örneğin. Coğrafya eksikliği değil de algıda seçicilik diyelim. Santorini Yanardağı M.Ö 1600'lerde patlamış ve bu patlama nedeni ile Antik Minos Uygarlığı sona ermiştir.

Bölgede, uzun zaman sonra 2025 yılında, 600 ‘ü aşkın depremin yaşandığı, dönemdeyiz. Deprem gerçeği bir yana yanardağın faaliyete geçmesinin sonucunda gelen yanardağ külleri nedeni ile uzun bir süre havanın karanlık olacağı ve kış mevsiminin 1 yıl daha uzayabileceğini söylüyor uzmanlar.

Türkiye’nin kıyı kesimlerinin de deprem nedeni ile yıkılacağı öngörülüyor.

Deprem, Yunanistan’da başladığı ilk andan itibaren hükümet olağan üstü durumu öngörüp, çadır kurmaya ve sağlık hizmetleri için Sahra Hastaneleri kurarak gereken önlemleri almaya çalışıyorlar.

Ülke olarak henüz bu konuya gelemedik. Bizim gündem çok başka. Sosyal medyada halk ve bu işin uzmanları konuşuyor.

Bizler beklenen deprem için uzman açıklamaları dinlerken, uzaklardan, 6 Şubat depremini bilen bir isim olan Japon deprem uzmanı Moriwaki, “Ege Denizi'nde 7 veya 7.5 gibi büyük bir deprem beklenebilir. 5 metre tsunami gelebilir” dedi.

Depremden sağ çıkabilirsek eğer boğularak ölmek kaderimiz olabilir. Tahminden anladığım budur.

Tam bu fıtratımızda ölmek var düşüncesindeyken, yaşadığımız binanın kaç yılında yapıldığına baktım. 1976 yılında yapılmış. Tam 49 yıllık bir bina. 1999 yılında yaşadığımız deprem kimseye ders olmamış, kentsel dönüşümün kenarından bile geçmemişiz. Üstelik Şehzadeler birinci derece deprem bölgesiyken.

Bolu yangını yazısında da dile getirmiştim. Denetim yetmez. Başında durup bekleyeceksin bürokrasinin. Karşı tarafın, işini düzgün bir şekilde yaptığına olur verene kadar.

Her şey iş ahlakı ile ilgili.

Bunca zaman önemsenmemişiz. Halk olarak da demokratik seçimlerimizde, insan hayatına değer veren yöneticiler seçmemişiz. 30 koca yıl geçmiş. Manisa’nın ilk yerleşim merkezi Şehzadeler’e bir çivi çakılmamış. Çok yazık.

Hayat pahalılığının, bu kadar yüksek seviyede olmadığı bu 30 senede şehri baştan kurabilir, yerleşim alanlarını daha güvenli bir yere taşıyabilirdik.

Manisa ili her ne kadar İzmir’in doğusunda kalıyor olsa da, İzmir’e en yakın şehir. Şehrimiz için bu zamana kadar bir şey yapılmamış olsa da bu andan sonra yapılacak en doğru hamle, şehrin doğusunda bulunan ilçelere bir an evvel konteyner kentler ve mobil hastaneler hazırda bulunmalıdır. Hiç beklemediğimiz asrın felaketi Hatay depremi ve sonrasında yaşananlardan artık ders çıkaralım.

Bunca zamandır yapılmayan doğru şehir planlaması bizleri mağdur etmesin.

Manisa için nasıl bir yol haritası hazırlandı. Bunu bilmek isteriz. Ecelimiz ile ölmeyeceğiz bunu anladık. Ancak kurtulursak nasıl bir plan yapıldı.

Kuramsal açıklamalar istemiyoruz. “Biz deprem için hazırız” cümlesi yeterli değil.

Deprem felaketinden kurtulursak barınma, temiz su, yiyecek gibi temel ihtiyaçlar için nasıl bir önlem alındı?

Bunu da bilmek istiyoruz.

Dilerim yaklaşan deprem, bu kadim topraklara zarar vermez. Bu gerçekle beklemek bizi üzüyor.

Biz halkız. Alınan önlemleri ve yol haritamızı bilmek bizim hakkımız.


Sağlıkla Kalın.