Sınır koyabilme becerisi ile ilgili genetik çalışmalar gösteriyor ki hayvanlarda hayır demekle ilgili sınır kodlanmış şekilde doğarlar yani doğdukları andan itibaren güvenlik alanları vardır. Güvenlik alanlarını idrarla işaretler ve o alana gireni düşman gibi görürler. Hayvanların yakınlarına ve yabancılara karşı hayır deme tepkileri farklıdır. Hayvanlardan farklı olarak bizler sonradan öğreniyoruz genetik olarak bu özelliğe sahip değiliz. İnsan öğrenmek üzere doğduğu için bunu ilk öğreneceği yer ailedir. Medenileşme öncelikle komşunla arana çit koymakla başlar yani kendi sınırların ile başkasının sınırlarını belirlemek.

Kişinin yetiştiği ortam, çocukluk çağı travmaları ve yaşantıları veya kişinin değişim ve gelişime açıklığı hayır deme becerisini öğrenmede önemlidir. İnsan hayatı boyunca bir çok konuda karar vermek zorundadır ve hepsinin evet ya da hepsinin hayır olarak tercih edilip edilmemesi mümkün değil ve doğru da değildir. Yaşam bir seçim fakat hayat bir tercihtir. Hayat kendi içerisinde binlerce tercihi barındırır ve kimisine evet kimisine hayır deriz. Fakat hepsine evet ya da hepsine hayır demek yerine seçici olmak önemlidir ki ancak bu şekilde doğru kararı verebiliriz.

Günümüzde uyaran sayısının fazlalaşması ile, gelişmelerle, değişimlerle ve stres faktörlerinin artış göstermesiyle yıllar öncesine göre daha fazla stres yaşıyoruz. Hayır demek stresi yönetmede gereklidir. Hayır diyebilmek kişilik gelişimini de etkiler. Hayır deme becerisi zayıf insanlar varken tam tersi önce hayır diyerek sonra dinlemeye geçen bunu yaparken de zaman isteme anlamı taşıyan bir yaklaşımda olanlar vardır. Fakat bu yaklaşım iletişimde hatalar olmasına, insanların onlardan kaçmasına, iletişimde negatif ilişkilere neden olabilir.

Hayır diyebilmek bireyin kendi kişilik sınırları ile başkasının kişilik sınırlarını koruyabilme beceresi aynı zamanda ilişkinin sınırlarını koruyabilme becerisidir. Bu beceriyi geliştirebiliyoruz. Yeni olay, yaşantı ve durumlarda yeniden yazılıyor. Çocukluk döneminde öğrendiğimiz hayat senaryoları, yaşantılar ve birçok olumlu, olumsuz senaryolar bizi değiştiriyor ve geliştiriyor. Büyüdükten sonra da bir çok senaryolar yazılıyor ve yazılması gerekiyor çünkü aktörler değişiyor, yeni aktörler giriyor yaşamımıza ve biz bu şekilde yeniden yazıyoruz.

Her şeye evet cevabı ile yaklaşan bireyler bir müddet sonra evet cevabının arkasında durmayarak güvenilmeyen kişi oluyor. Bu yüzden bireyin hayatın kurallı olduğunu bilmesi ve bu kurallara yaşamayı bilmesi gerekiyor. Kurallı bir ortam olmayan evde büyüyen çocuklar bu beceriyi maalesef bilmiyorlar. Eğer kurallı ortam evde yeterli değil ve geçsek bir disiplin anlayışı varsa yine çocuk bu beceriyi elde edemiyor. Her şeye izin veren ebeveynler varsa onlar da bu beceriyi öğrenemiyor. Bir ebeveynin evet dediği diğer ebeveynin ise hayır dediği tutarsız ebeveyn davranışları varsa bu beceriler tutarsız disiplin olduğu için yine öğrenilemiyor.