Yeşilçam filmlerinin vazgeçilmez sesi İlhan İrem‘i tutkuyla dinlemeye Üniversite yıllarında başladım. Tarzım Rack müzik ve Metelika gibi sert takılan gruplar olunca İlhan İrem gibi kadife sesli sanatçılar arka fonda ki senfoni gibi kalıyordu. Kahramanmaraş yolculuğunda canım arkadaş Gülseren yolda kasetini Almıştı. O dönemler kaset doldurma furyası vardı ve Gül ‘cüm kasetin orjinalini almak istedi. Kaseti saran aynı kalitede kayıt yapıyoruz hem İlhan İrem in en sevilen parçalarını derleyip topladım. Vay arkadaş dedim bu adam kimmiş ki şarkıları toplanıyor... O dönemler siyasete, ülkeye, isyanım belki içindeki sert havayı farklı kanallara itmişti. İLHAN İREM’i dinliyordum fakat farkında olmayarak aslında bir çok şarkısını yine farkında olmadan belleğime ilmek ilmek işlenmiştim. Onunla yolculuğum böyle başladı. Aradan yıllar geçiyor onu gördüğümde yine farkında olmadan pür dikkat izliyordum. Bir gün başka bir arkadaşım İlhan İrem şarkılarını seslendiriyordu. O günlerde İlhan İrem’in benim için farklı bir yeri olduğunu idrak etmiştim. Sadece şarkı dinletisi meselesi değildi. Düşünce, fikir, isyanın içselleşmesi, duyguların yansıma biçimi, usumuza düşeni kalemiyle damıtması... Bizim aşkımızı, sevdamızı, yalnızlığımızı, en iyi o yansıtırdı. Dün geceden beri düşünüyorum. Bir sanatçıyı sanatçı yapan nedir? Biz neden bu kadar severiz? Nasıl kendimize bu kadar yakın hissederiz? İnsan yalnızlığı ile beslenip kitleleri kendine nasıl bu kadar hayran bırakır? Üzüntüm sözcüklere sığmıyor. Sanatçıyı anlamak zordur ve hatta imkansızdır. İlhan İrem’e saygıyla. “Sen hiç sensiz kalmadın ki sensizligi nereden bileceksin “ “Konuşamıyorum” “Anlasana” “Hatırlar mısın Bilmem