Öylesine geçen bir gün müdür hayat dediğin?
Yok canım kim demiş! Hayat hiç öylesine geçer mi? Mesela bugün bilmem kaçıncı değiştirdiğim işin ilk gününü yaşıyorum. Değişen suretler dışında duyduğum sözler neredeyse aynı.  Fakat yine de aynı değil hiçbir şey. Bu insanları tanımıyorum, kim olduklarını merakta etmiyorum. Ay sonunda elime geçecek para dışında düşündüğüm hiçbir şey yok neredeyse. 
Aslında çok şey var. Mesela bu paranın ne kadarını kendim için ayırabilirim?  Ayırdığım para ile nerelere gidebilirim? Gitmesine giderim ama işten nasıl izin alabilirim? Yıllık izin denen zımbırtı yıl dolmadan kullanılamıyor. İzin almak için nasıl bir yalana başvurmalı ? Yalan söylemeyi de beceremiyorum ki? Yalan söylemeye karar verdiğin anda konuşmaya başladım mı gözlerim şaşı gibi sağa sola bakıyor. Sözler birbirine karışıyor, yanaklarım al al pembeleşiyor birde kahrolası kekemelik belası var. Gerginlik ve stres anında kekelemeye başlıyorum. Sonra da ne söyleyeceğimi unutuyorum. Patron hadi bakalım şimdi git sonra gel dedi mi ben yelkenleri indirip tıpış tıpış geri dönüyorum. Tabi bunun yanında etkili olan başka yöntemler de var. İşi bırakmak gibi. Ha ha haaa… Yeni işimin ilk iş gününde en son düşünmem gereken şeyi düşünmek için bu kadar erken davranmamalıyım.  Ha ha haaa! Bu çözüm değil tabi. İtiraf edin kafanızın tası attığı anda aman başlarım bu işin içine dediğimiz zamanların sayfamızda ki yeri oldukça çok değil mi? Kahve falı, tarot falı geleceğe dönük kurduğumuz hayallerin içinde bize motivasyon sağlayacak gelecek hayalleri olmasa çekilmez ayol bu hayat . Birde bütün acılara karşı attığımız kahkahalar olmasa suyu çıkar bu hayatın  ya hu!
Bak şimdi çalışmadan para kazanamıyorum. Para olmadan gezemiyorum. İkisini ayarlasam evde çocuklardan izin alamıyorum. Aman yakayım dünyayı olsun bitsin canım. Alt tarafı yaşamaya geldik bu hayatı, sırtlanıp öbür tarafa götürecek halimiz yok ya.