Petrofer'in sahibi, işinsanı, Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) eski başkanı Tamer Taşkın, pandemi döneminde benim de aralarında bulunduğum İzmir Medya Platformu üyesi gazeteci ve yazarlarla bir araya gelmişti.

Toplantıda, Türkiye'nin önünde yeni bir fırsat kapısı açıldığını söyleyen Tamer Taşkın, “Pandemiyle birlikte tedarik zincirinde yaşanan kırılma Türkiye’ye yeni fırsatların kapısını açtı, Türkiye tedarik merkezlerinden birine olacak ve bu durum ülkemize yüzde 20 büyüme olarak dönecek” demişti.

Ve bu konuşmasında Afrika'yı işaret ederek yüzde 20'lik büyümenin kapısını da göstermişti.

30 yılı aşkın zamandır Güney Afrika Cumhuriyeti İzmir Fahri Konsolosu olan, Afrika’da gitmediği bölge kalmayan Tamer Taşkın o toplantıda hiç unutmuyorum; Türk iş dünyasına çağrıda bulunarak "Afrika’da fırsatlar bizi bekliyor" dedi. 

Taşkın'ın not aldığım açıklaması şöyleydi: 

“Afrika’nın nüfusu 1 milyar 150 milyon, ekonomik büyüklüğü 3 trilyon dolara ulaştı, bize Afrika’nın aç ve susuz yönünü gösteriyorlar, oysa öyle değil.

Türkiye Afrika’da güzel işler yapıyor, ama bu yeterli değil, Afrika’da büyük bir potansiyel var, şimdiye kadar sadece Kuzey Afrika’ya odaklandık, şimdi ilk defa müteahhitlerimiz Afrika’nın derinliklerine inerek yeni pazarlara yöneldiler.

Afrika ülkelerinde özellikle müteahhitlerimiz için muazzam işler var, bu pazara mutlaka yatırım yapsınlar.

Türk sanayicisi işçisiyle, mühendisiyle, patronuyla 1990’lı yıllarda iki şeyi çok iyi öğrendi, başarısının altında kalite ve verimlilik yattığını.

Afrika’da mallarımız Avrupa kalitesinde ve Uzak Doğu fiyatlarıyla anılıyor, bu büyük bir imaj."

Ve bugün bir sivil toplum kuruluşu üst yapısı olan Küresel Çözüm Platformu'nun Afrika'yı hedefine almasında, işinsanı Tamer Taşkın'ın öngörüsünün ne denli gerçekçi olduğunu görüyorum.

Dünya üzerinde sosyal, kültürel ve ekonomik amaçla kurulmuş tüm Türk derneklerini aynı çatı altında ve ortak hedefler doğrultusunda birleştirip nitelikli projeler ekseninde ülke ekonomisine katma değer sağlamayı uygulanabilir ve sürdürülebilir hale getirmek isteyen Küresel Çözüm Platformu, geçtiğimiz ay Kenyalı işinsanlarıyla büyük bir çıkış yakalamıştı.

Dünya üzerinde çok sayıda bulunan Türk derneklerinin mevcut enerjilerini birleştirerek sinerji yaratmak istediklerini ifade eden Küresel Çözüm Platformu Kurucu Başkanı, Sosyal Hizmet Uzmanı (SHU) Hakan Berktaş, Kenyalı 96 işinsanının Türk dernekleri yönetici ve üyeleriyle bir araya gelerek bir çok anlaşma imzalamasının ardından Afrika’da gördükleri ışığı büyütmek istediklerini de söyledi. 

Meslektaşım Hakan Berktaş kendisiyle yaptığım görüşmede şu değerlendirme de bulundu:

“Afrika ülkeleriyle ekonomik ve ticari ilişkilerimiz zaten sürekli gelişme halinde, 2020 yılında yüzde 3,7 olarak öngörülen Afrika’nın ekonomik büyümesi, 2021 yılında sürpriz bir şekilde tahminlerin ötesine geçerek yüzde 4,5’e ulaştı. 

Uluslararası kurumların projeksiyonlarında Afrika nüfusunun 2050 yılına kadar iki katına çıkacağı, 2100 yılında ise dünyadaki her üç kişiden birinin bu kıtadan olacağı tahmin ediliyor. 

Afrika’nın bir başka önemli potansiyeli sahip oldukları zengin yer altı kaynakları. 

Burada bulunan değerli madenler, küresel sanayinin ve diğer farklı endüstrilerin kıta ülkelerine odaklanmalarına yol açıyor. 

Örneğin dünyadaki altının neredeyse yarısına ve yeryüzünde bulunan tüm minerallerin yaklaşık üçte birine bu kıta ev sahipliği yapıyor. 

Kıtanın gözden kaçırılan bir diğer potansiyeli ise bir çok ülkesinin tarım açısından son derece elverişli olması. 

Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) verilerine göre dünyadaki 1 milyar 396 milyon hektar ekilebilir tarım arazisinin 226 milyon hektarı Afrika’da, yani yeryüzünde bulunan ekilebilir tarım arazilerinin yüzde 16’sı bu kıtada yer alıyor.

Tüm bu bilgiler ışığında Küresel Çözüm Platformu olarak biz de Afrika ülkeleriyle sosyo-ekonomik ve kültürel ilişkilerimizi en üst düzeyde arttırarak sürdürmek istiyoruz. 

Kenyalı işinsanlarıyla buluşmamız çok verimli geçti, Türk sivil toplum kuruluşlarımızın ve işletmelerimizin yöneticileri Afrikalı dostlarımızla güçlü bağlantılar yaptı. 

Şimdi Nijerya ve Kamerun ile büyükelçilikler düzeyinde görüşmeler başlattık, orada bulunan Türk dostlarımızla da görüşüyoruz. 

Bu iki ülke de yeraltı ve yerüstü kaynakları bakımından zengin ülkeler. 

Karşılıklı mal ve hizmet sunumu noktasında hayırlı, bereketli ve güzel sonuçlara ulaşacağımıza inanıyorum.”

Demek ki Türk işinsanlarının bilgi, tecrübe ve öngörülerini dikkate almalıyız.

Demek ki ayakları yere basan öngörülerden hareketle eyleme geçmeliyiz.

Demek ki Afrika'yı kıblemiz yapıp çok ama çok çalışmalıyız.