Bir dakika bile düşünmeden yola çıktılar ve deprem bölgesinden gece demeden gündüz demeden canlı bağlantılarla tüm yurda haberlerini geçtiler. Yoruldular acıyı iliklerine kadar hissettiler yayın esnasında boğazları düğüm düğüm oldu yine de devam ettiler.  

Acıya da mucizeye de tanıklık ettiler. Enkaz çalışmalarına yanlarında getirdikleri kamera flaşları ile aydınlatma desteğinde bulundular. Ekran karşısında izlerken bizlerin bile yüreğinin dayanmadığı acıya birebir şahit oldular yürekleri yandı ama yine de mikrofonlarını alıp ellerine bilgi vermekten vazgeçmediler.

Onlar kim mi onlar bu ülkenin muhabirleri, kameramanları. Meslek hayatlarının en acı yayınlarını gerçekleştirdiler. Bizler ekran karşısında onlardan öğrendik;

150 saat sonra kurtulan depremzede: param yok özel hastaneye götürmeyin dediğini

Küçük bir kız çocuğunun kurtuluş anını izlerken onlar sayesinde duyduk, sarı kola istediğini.

Bir amcanın elinde sigarasıyla çıktığı o anlara onlar sayesinde tanıklık ettik.

Hiç durmadan gece gündüz çalışan haberciler sizce de bir teşekkürü hak etmiyor mu?