Son büyüme rakamlarında Türkiye ekonomisi %7,6 gibi bir büyüme sergiledi. Ancak büyümenin nominal olarak rakamlardan ibaret olması, toplumun reel gelirine etki yapmaması halk nezlinde bir karşılığı olmadığını ortaya koyuyor.

 

Eylül ayının ilk günü doğalgaz ve elektriğe gelen zamlar kışın şimdiden çok sert geçeceğini gösteriyor. Hane halkının cebine sadece %20 zam değil sanayiye gelen% 50 zamdan kaynaklanan maliyet artışına dayalı olarak tüm ürünlerde fiyat artışı yaşanacak. Özellikle sabit gelirli kesim için bu alım gücünün dahada düşmesi anlamına geliyor.

Sahi enflasyon ne oldu?                                                                                                                               

 Sabit gelirli kişilerin maaşına yapılan zamlar enflasyonun altında ezilmeye başladığı zaman vatandaş mal ve hizmet talebinde bulunamayacağı için enflasyon otomatik olarak düşmeye  başlayacak. Kısacası vatandaşın alım gücü düştüğü için enflasyonda düşmeye başlayacak.

 

Peki eylülde bu zamlar geliyorsa diğer aylar gelirmi sorusuna hiçbir yanıt veremeyiz. Merkez bankası ne yapar sorusuna vereceğimiz yanıt ise, mevcut durum merkez bankasının müdahalesiyle düzeltilebilecek bir noktayı çoktan geçti. Mevcut durumda MB elinde araçları kullansa da fazla bir karşılık bulamayacaktır. Zaten son PPK toplantısı sonrası böyle bir amacının olmadığınıda göstermiş oldu.

 

İnşaat sektörü bizim için olmazsa olmazdı onun akıbeti ne oldu acaba?                                                   

   Kurlardaki ve maliyetlerdeki artıştan dolayı otomatik olarak da konut fiyatları arttı. Ancak aynı doğrultuda hane halkının geliri artmadığı için konut olmak artık çok zor bir noktaya geldi.

Faizler düşünce işler düzelmeyecekmiydi?                                                                                                    

  Burada düşürülmesinden kastedilen MB politika faizi, yani bankaların MB den aldığı faiz. Vatandaş bankalardan % 13 faizle konut alabiliyor mu? Tabi ki hayır. Faiz haramdır düşüncesiyle indirilen politika faizidir. Politika faizi indirilirken vatandaşın faizi otomatikman arttırılmış oldu. Bugün bankalar %40 faiz oranıyla kredi vermeye başladı. Bunun nedeni enflasyon, risk ve belirsizlik.

 

Kısacası faizler düştü lafının altındaki MB politika faizidir. Bundan sadece bankalar faydalanır. Bankaların faizi düşürebilmesi içinde öncelikle riski, enflasyonun, ve kurların düşmesi gerekir. Bu aradaki farktan bankalar kısa vadede iyi kazançlar elde etse bile uzun vadede kişiler borçlarını ödeyemez hale geleceği için ve risk ve enflasyonunda devam etmesinden dolayı karlar gelecekte ters yöne dönmeye başlar. Şu anda bir bankaya finansman için başvuran bir kişi istediği miktarda finansman ulaşması çok güçtür.