Google henüz hayatımıza yokken dönem ödevlerimizi yaptığımız ya da okumak için sınırlı sayıda kitabımız varken başvurduğumuz bir bilgi otağıdır kütüphaneler. Yaşatmak bizim elimizde. Kütüphanenin yıllara meydan okuyan duruşu bizim nesiller için çok kıymetlidir.
Tarihe olan saygımızdan ötürü bugün size ‘Eşekli Kütüphaneci’ Mustafa Amca’nın kıymetli hikayesinden bahsedeceğim.
Mustafa Güzelgöz 1921 yılında Nevşehir, Ürgüp’te dünyaya gelir. Hayvancılık işleri ile ilgilenen bir firmada depo sorumlusu olarak çalışmaktadır.
1940 yılında 19 yaşında askere alınır. Tam üç buçuk yıl Tokat’ta vatani hizmetini yerine getirir. Askerlik bitimi sonrasında Ürgüp’e giderek ailesini görmek ve ardından ise tekrar askerlik öncesinde girmiş olduğu işine devam etmek ister.
Ancak, ailesi onun artık memleketinde kalmasını ve memleketinde iş yapmasını ister. Genç Mustafa’da ailesini kıramaz ve memleketinde kalmaya karar verir.  Bir süre sonra futbola olan ilgisini gören dönemin kaymakamı, kendisinden Ürgüp’lü gençleri futbola çalıştırmasını ister ve karşılığında kendisini Tahsin Ağa Kütüphanesi’nde emekliye ayrılan memurdan boşalan kadroya atayacağını teklif eder.
İşte Mustafa Amca’nın o özel hikayesi burada başlamaktadır.
Bilgisi ve tecrübesi olmadan kabul ettiği kütüphaneciliğe böylece başlamış olur. Bir gün rafları karıştırırken eline geçen kütüphanecilik ile ilgili yazılmış bir elkitabını bulur. Bu el kitabını okur, yeni mesleğinin inceliklerini öğrenir. İşe ise öncelikle ilgisiz kalmış kütüphaneyi adam etmekle başlanacağını düşünür.
İlk iş olarak Harf Devrimi’nden sonra kütüphanenin bir odasında çürümeye terkedilmiş Osmanlıca kitapları oradan çıkartarak kurtarmıştır.
Genç kütüphanecinin ikinci işi ise yakın çevresiyle konuşarak onları ellerindeki kitapları kütüphaneye bağışlamaya ikna etmek oldu. Ardından aynı amaçla şehrin ileri gelenlerine mektuplar yazar. Bununla da yetinmez, büyük şehirlerdeki varlıklı ve tanınmış Ürgüp’lüler de aynı mektuplardan almaya başlarlar. Mektuplar karşılıksız kalmaz ve kütüphaneye kolilerle yeni kitaplar gelmeye başlar. Gelen kitapları ciltler, etiketler ve kütüphane envanterine kaydeder.
Yaptığı girişimcilik örneği ile öyle ya da böyle kütüphane istediği hale gelmiş olsa da kütüphaneye okumaya gelen kimse olmadığını ve kütüphanenin gereken ilginin bir türlü gösterilmediğini görür. Bu durumda yapılacak tek şey var diye düşünür. 
Hemen marangoza giderek sandık yaptırır. Eşeklere yüklediği sandıkları doldurup köy yollarına düşer. O zamanda sonra Mustafa Güzelgöz “Eşekli Kütüphaneci” olarak anılmaya başlanır.
Zaman içinde yılmadan hem sandıkların sayısını hem de gittiği köylerin sayısını artırır. Tam 36 köye eşeklerle kitap taşıyan Mustafa Güzelgöz, ödünç verdiği kitapların kaydını defterlerde tutar. Çocukların yanı sıra zamanla büyükler de okumaya başlar. Kitap okuma alışkanlığı kazanan kişilere dünya klasiklerinden hediyeler verir. Artan talepleri karşılayamaz duruma gelince amirlerinden yeni memur göndermelerini ister.
Mustafa Güzelgöz, yöresindeki tüm halkın kitap okumasını istiyordu. Kahvede bütün gün oyun oynayan adamları kütüphaneye çekmek için bir kütüphane oluşturdu ve ilgilerini çeksin diye kütüphaneye radyo koydu. Zamanla adamlar kütüphaneye gelmeye başladı. Evde oturan kadınlarında ilgisini çekmek isteyen Mustafa Güzelgöz Zenith ile Singer markalarına mektup yazar. Markaların ona dikiş makinası yollaması karşılığında isimlerini kütüphaneye yazmayı teklif eder ve böylece bir sponsorluk anlaşması yapar.
Bu İki firma da bunu kabul ederek toplamda 10 tane dikiş makinesi gönderir. Kütüphanede salı günleri kadınlar günü oldu. Makine kullanmayı bilen kadınlar tarafından dikiş kursları açılır. Kumaşını kapanlar soluğu kütüphanede alır ve Mustafa Güzelgöz de sırada bekleyenlerin ellerine beklerken sıkılmasınlar diye kitap tutuşurur. Bunlar moda, yemek yapımı, çocuk bakımı gibi kadınların ilgisini çekebilecek kitaplardır.
Eşekli Kütüphaneci Mustafa Amca, devrinin dışında düşünen bir insan olarak tarih yazmıştır. Bu başarı hikayesi Ankara’ya ve yurtdışına yayılmaya başladı. Amerika’da 1963 yılında The Lane Bryant Uluslararası İnsanlık Hizmet Yarışması düzenlenir. 
Amerika’dan üç kişilik bir heyet durumu yerinde incelemek için Ürgüp’e gelir. Bölgedeki yüksek okuma yazma oranından ve kütüphane hizmetinin sistematiğinden çok etkilenirler. Yarışmada Eşekli Kütüphane’nin çalışmaları birinci olur ve ‘The Lane Bryant Uluslararası İnsanlık Hizmetinde Gönüllü Takdirnamesi’ni alır. Kütüphane kültürünü Mustafa Güzelgöz’ün fedakarlığı ve özverisi esas alınarak değerlendirmek ve yaşatmak gerekir.
Ne yazık ki Mustafa Amca 18 Şubat 2005 tarihinde 84 yaşındayken aramızdan ayrıldı. Bakış açısı ile iz bırakan Mustafa Güzelgöz’ün ruhu şad olsun.

Sağlıkla Kalın.