Sanayi devriminin ardından artan makineleşme kitlesel üretimi beraberinde getirmiştir. İkinci dünya savaşından sonra pek çok ülke sanayiye dayalı kalkınmayı esas almıştır. Genellikle doğaya ve fosil yakıtlara bağlı üretim yapan sanayi sektörü yapılan üretimle birlikte atık maddeleri ortaya çıkarmaktadır. Doğayı sadece bir “üretim faktörü” niteliğine indirgeyen iktisatçılar doğanın göreceği zararı dikkate almadan sanayide üretimi sürdürmüş, şehirlerin atıkları verimli tarım alanlarına ve akarsulara zarar vermiştir. Son olarak Marmara denizinde başlayan ege denizine doğru yaklaşan müsilaj sorunu bunun en net göstergesi olmuştur.

Türkiye’de ve dünyanın büyük bir çoğunluğunda üretim doğrusal ekonomi yaklaşımına göre yapılmaktadır. Doğrusal ekonomi yaklaşımında ürün üretmek için hammadde alınır, çeşitli işlemlerden geçirilerek ürün haline dönüştürülür, ürün tüketicinin kullanımına sunulur ve tüketilerek atık haline gelir. Bu süreç atık oluşturma üzerine kurulmuştur. Bu sistemde temel amaç düşük maliyet yapısı, yüksek satış ve aşırı kar elde etmek üzerine kuruludur. Döngüsel ekonomi ise doğadan esinlenerek oluşturulan bir yaklaşımdır. Döngüsel ekonomi tanımı ilk defa AB tarafından ürün, malzeme ve kaynakların değerinin ekonomide olabildiği kadar uzun tutulduğu ve atık miktarının en düşük olduğu bir ekonomik yaklaşım olarak tanımlanmıştır. Doğada sürekli bir geri dönüşüm vardır. Doğada bir canlının atığı bir başka canlının kullanımına yaramaktadır. Doğadaki düzeni esas alan yaklaşım onarıcı bir sanayi ekonomisine, yenilenebilir enerjiye geçişi, toksin kimyasalların kullanımının azaltılmasını, israfın önlenmesini temel almaktadır. Bunuda üç temel esasa dayandırmaktadır.
• Doğal sermayeyi korumak ve geliştirmek,
• Kaynak verimliliğini optimize etmek,
• Sistem etkinliğini korumak.
Döngüsel ekonomik sistem 3R kavramıyla açılanmaktadır. Recycle, Reuse ve Reduce.
Geri dönüşüm; atıkların doğrudan kullanımı için geri dönüştürülmesi veya atık geri kazanımının işlevsel hale getirilmesi,
Yeniden kullanım; atıkların tamir, yenileme veya yeniden üretim ile ya tamamen ya da diğer ürünlerin üretiminde kısmen kullanılması,
 Azaltma; üretim ve tüketim süreçlerinde ortaya çıkan atıkların ve kirleticilerin azaltılmasını ifade etmektedir.
Döngüsel ekonomiye geçişte Japonya ve Almanya en çok yol kateden iki ülkedir. Bu iki ülkede döngüsel ekonomiye geçişte yasal süreçlerini tamamlamışlardır. Ayrıca iki ülkede döngüsel ekonomiyi kültürlerine dahil etmişlerdir. Japonya’da geri dönüşüm oranları metal için %98, plastik şişeler için %72 olarak gerçekleşmektedir. Ayrıca elektronik aletleri oluşturan materyallerin yaklaşık %90’ı yeni aletlerin üretiminde kullanılmak üzere kazanılmaktadır. Bu yıl yeteri kadar yağış alamayan  Türkiye müsilaj sorunuyla karşı karşıya kalmış, her geçen gün kullanılabilir temiz su kaynakları azalışta ve kirlenmektedir. Toprakta  kirlilik oranı her geçen yıl artmakta sanayi atıkları ekolojik dengeye zarar vermektedir. Dünyada ve ülkemizde yaşanan ekolojik sorunlar biz ve gelecek nesillerin yüzyıllarca bu konu üzerine yoğunlaşacağını göstermektedir. Türkiye’de yeni yeni gelişen döngüsel ekonomi önümüzdeki süreçte gündemimizde önemli bir yere sahip olacak. Bizim yapmamız gereken doğayla savaşmak değil doğaya uyum sağlamaktır. Bunu bir kültür haline getirmek zorundayız.