Enflasyonun kontrol edilemez düzeydeki artışı özellikle alt-orta gelir gurubunun reel ücretlerini düşürerek alım gücünde ciddi azalmalara neden olmuş durumda. Memur-işçi kesiminin düşen alım gücünden dolayı gözler hükümetin temmuz ayı zam açıklamasına çevrildi.

Enflasyonun %80 oranında olması memur-işçi maaşlarına zammı gündeme getirirken bu farkın devlet bütçesinden karşılanacak olması bu zamların nasıl finanse edileceği sorusunu akılla getirdi. Devlet bütçesi bir yıl içeresinde elde edilecek gelirlerle planlanan harcamaları gösteren bir tahmin cetvelidir. Cumhurbaşkanlığının meclise sunduğu ek bütçe talebi daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi kamu mali disiplinin ve dengesinin kontrolden çıktığını apaçık göstermektedir. Yapılan ek bütçe talebi 2022 yılı için hazırlanan bütçenin, bütçe olma vasfını yitirdiği, öngörülebilirlik ilkesinden tamamen uzaklaşıldığını göstermektedir.



Tablodan açıkça görüldüğü üzere bütçe giderleri tahminin %73,6 oranında artırılıyor. Kısacası kamu 2022 yılı bütçesini ilk altı ayda yediğini söyleyebiliriz. Hazırlanan böyle bir bütçe, bütçede samimiyet ilkesine aykırı davranıldığını açıkça göstermektedir. Peki bu ek bütçenin finansmanı nerden sağlanacak.

1.083.597.525.000 Türk Lirası vergi gelirleri,
36.522.040.000 Türk Lirası teşebbüs ve mülkiyet gelirleri,
116.889.024.000 Türk Lirası diğer gelirler,
1.702.700.000 Türk Lirası sermaye gelirlerinden karşılanacak.


Kısacası verilen zamlar vergilerle geri alınacak.

Bütçede dikkat çekici bir diğer önemli unsur ise memur maaşlarına %81 zam yapılacağı görünürken yetkili otoritelerce %40 zam söylemleri akıllara farklı soruları getirmektedir. Temmuz ayında memur maaşlarına %80e yakın bir zam yapılması, bu cetvelde ayrılan paranın tamamı yerine kullanılmıştır diyebiliriz. Fakat %81 lik oranın çok aşağısında bir rakam verilirse akıllara tek seçenek geliyor, seçim için paramı hazırlanıyor. Bu konuda farklı senaryolar oluşturulabilir. Bunu önümüzdeki süreçte yaşayarak göreceğiz.